The concept of obedience is included as a basic concept in the Holy Quran. In addition to the command to obey Allah, obey Muhammad was also stated and ordered. Obeying the Messenger was considered obedience to Allah and it was explained that absolute obedience belonged only to Allah. Obedience to the Messenger of Allah, Muhammad, is also in the category of absolute obedience in accordance with the command of Allah. In addition, "obeying the ulu’l-amr" is also commanded in the Quran, but this is introduced as limited obedience. "Ulu’l-amr", which we translate as "those with authority/command", are Muslim knowledgeable people, scholars and administrators who are in administrative positions both familiarly and socially. The main subjects of obedience are the principles of faith. In Islam, obligations of servitude such as prayer (salah), almsgiving (zakat), fasting (sawm) and pilgrimage (hajj) are appearing of obedience. However, these obligations are primarily based on the principles of obedience such as Islamic tawhid, prophethood and belief in the afterlife. Even after belief in Islamic tawhid (monotheism) and therefore other aspects of faith are established in people obedience to the principles of faith continues by means of preserving faith. At this point, the importance of obligatory duties and good deeds is clear. The most obvious example of obedience in the principles of faith was seen in the Meccan period of the Prophet Muhammad. In this period, even though there were deeds such as tahārah (purity), salāt (prayer), and sadaqah (almsgiving); belief in one God, in the existence of a day of reckoning in which he will repay good deeds and evil deeds, and in the nubuwwah (prophethood) of the Prophet Muhammad, who communicated all these; constituted the primary agenda of obedience in Mecca at that time. Because shirk (polytheism) was dominant in Mecca. This study examines the literal meanings of obedience, obedience in the Qur'an and Hadith, and the nature of obedience in general terms. Later, some events that took place in the Meccan Period of Islam were interpreted within the framework of "obedience to Allah and His Messenger Muhammad". This section constitutes the main subject of this research. This article tries to see how the Messenger of Allah and the Companions responded to the divine command of obedience in Mecca. It is thought that this article will be a horizon for the idea of “obedience to Allah and His Messenger” in the 21st century.
Islamic History Sîra (Life of The Prophet) Tâ‘a (Obedience) Mecca Islamic Tawhîd
Kur’ân-ı Kerîm’de itaat mefhumu temel bir kavram olarak yer almaktadır. Allah’a itaat emrinin yanında Hz. Muhammed’e (s.a.s.) itaat ayrıca belirtilerek emredilmiştir. Resûl’e itaat, Allah’a itaat sayılmış ve mutlak itaatin yalnızca Allah’a ait olduğu anlatılmıştır. Allah Resûlü Muhammed’e (s.a.s.) itaat de Allah’ın emri gereği mutlak itaat kısmındadır. Ayrıca “ulü’l-emr’e itaat” de Kur’ân’da emredilmiş ancak bu mukayyet itaat olarak tanıtılmıştır. “Yetki/emir sahipleri” diye meâl verdiğimiz “ulü’l-emr”; ailevî ve ictimaî olarak idare mevkiinde bulunan Müslüman ilim sahipleri, âlimler ve yöneticilerdir. İtaatte ana konular iman esaslarıdır. İslâm’da namaz, zekât, oruç ve hac gibi kulluk vecîbeleri itaat tezahürleridir. Lâkin bu vecîbeler; öncelikle tevhid, nübüvvet ve âhirete iman gibi itaat esasları üzerindedir. İnsanda tevhide iman ve dolayısıyla diğer iman hususları yerleştikten sonra da imanı korumak suretiyle iman esaslarındaki itaat sürmektedir. Burada da başta farz olan vecîbelerin, sâlih amellerin önemi açıktır. İmanî itaatin en belirgin örneği Risâlet-i Muhammediyye’nin (s.a.s.) Mekke devrinde görülmüştür. Bu dönemde; tahâret, salât, sadaka gibi ameller mevcut olsa da tek bir Allah’a, O’nun, iyilik ve kötülüklerin karşılığını vereceği bir hesap gününün varlığına ve tüm bunları tebliğ eden Hz. Muhammed’in (s.a.s.) peygamberliğine iman etmek o dönem Mekke’de öncelikli itaat gündemini teşkil etmiştir. Zira Mekke’de şirk hâkimdi. Bu çalışmada; itaatin lügat manaları, Kur’ân ve Hadis’te itaat ve itaatin mâhiyeti genel hatlarıyla incelenmiştir. Daha sonra İslâm’ın Mekke Dönemi’nde yaşanan bazı hadiseler, “Allah’a ve Resûlü Muhammed’e (s.a.s.) itaat” çerçevesinde yorumlanmıştır. Bu kısım araştırmanın temel konusunu teşkil etmektedir. Bu makale ile Allah Resûlü’nün ve sahâbenin ilâhî itaat emrine Mekke’de nasıl bir karşılık verdikleri görülmeye çalışılmıştır. Makalenin, 21. asırda “Allah’a ve Resûlü’ne itaat” düşüncesi için ufuk vesilesi olacağı düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 2 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.