Abu’l-Ḥasan al-Karkhī (d. 340/952) is a faqīh (jurist) who played a key role in developing the Ḥanafī madhhab (school of law). He is known as the first to compile the uṣūl/qawāʿid (principles) reflecting the madhhab’s ijtihād method. These qawāʿid were later commented on by ʿUmar al-Nasafī (d. 537/1142). In certain qawāʿid attributed to him, it is suggested that a naṣṣ (texts) conflicting with the established madhhab’s opinion should be interpreted through naskh (abrogation), taʾwīl (interpretation), tarjīḥ (preference) or tawfīq (reconciliation). The aforementioned rules, which formulate the methods a faqīh follows when encountering naṣṣ that appears to conflict with his own madhhab, have been criticized in modern period for subordinating naṣṣ to the madhhab’s view, reinforcing dogmatism, and limiting independent ijtihād. As a leading figure of the Ḥanafī madhhab, analyzing these criticisms directed at Karkhī is important. In this study, the aforementioned criticisms are evaluated in light of ʿUmar al-Nasafī’s explanations regarding the qawāʿid. In the study, the qawāʿid that are the subject of criticism are examined from a holistic perspective using the method of textual analysis. Thus, it is aimed to determine whether the criticisms put forward reflect the truth or not. As a result of the research, it has been determined that Karkhī systematized the methods adopted by the fuqahāʾ to overcome the presumed conflict between the naṣṣ and madhhab’s opinion through the aforementioned qawāʿid. Since conflicts between madhhab-preferred ijtihād and naṣṣ mostly arise from contradictions among evidences in ijtihād construction, Karkhī, through these qawāʿid, urged returning to the beginning of ijtihād process and considering its initial procedures. Karkhī adopted an evidence-based approach, stayed within the Ḥanafī madhhab's systematics as a follower but rejected some uṣūl and furūʿ views he deemed flawed. It is not a sound attitude to accuse a faqīh who has such an approach of subjecting the naṣṣ to madhhab’s views, engaging in fanaticism, or encouraging blind imitation.
Islamic Law Madhhab Discipline Madhhab Partisanship Taqlīd Karkhī
Ebü’l-Hasen el-Kerhî (ö. 340/952), Hanefî mezhebinin teşekkül sürecine önemli katkılarda bulunmuş bir fakihtir. O, mezhebin ictihâd yöntemini yansıtan asılları/kaideleri bir araya getiren ilk kişi olarak bilinmektedir. Bu kaideler daha sonraları Ömer en-Nesefî (ö. 537/1142) tarafından şerh edilmiştir. Kaidelerin bir kısmında mezhep görüşüne aykırı âyet, hadis ve sahâbî kavlinin nesh, te’vîl, tercîh ve tevfîk gibi yöntemler uygulanarak yorumlanması önerilmektedir. Bir fakihin kendi mezhebine aykırı görünen naslarla karşılaştığında izlediği yöntemleri formüle eden mevzubahis kurallar modern dönemde nassı mezhep görüşüne tabi kıldığı, mezhebin dogmatik anlayışını pekiştirdiği ve özgür ictihâd düşüncesini sınırlandırdığı iddialarıyla tenkit edilmektedir. Kerhî Hanefî mezhebinin önde gelen isimlerinden biri olduğu için, kendisine yöneltilen bu eleştirilerin tahlil edilmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada söz konusu tenkitler, Ömer en-Nesefî’nin kaideler ile ilgili açıklamaları ışığında değerlendirilmeye tabi tutulmuştur. Araştırmada metin analizi yöntemi kullanılarak, eleştiriye konu olan kaideler bütüncül bir bakış açısıyla incelenmiştir. Böylece ileri sürülen tenkitlerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının ortaya konulması hedeflenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda Kerhî’nin nas ile mezhep görüşü arasında var olduğu sanılan çelişkinin aşılması amacıyla fukahânın benimsediği yöntemleri mezkûr kaidelerle sistematize ettiği tespit edilmiştir. Mezhepte tercih edilen ictihâdlar ile naslar arasındaki çelişkiler, çoğunlukla ictihâdın inşası sırasında esas alınan deliller arasındaki te‘âruza dayandığından Kerhî, bu kaidelerle ictihâd sürecinin başına dönülmesini ve o süreçte yapılan işlemlerin dikkate alınmasını önermiştir. Öte yandan Kerhî, Hanefî mezhebinin bir mensubu olarak onun sistematiğine bağlı kalmakla birlikte delil eksenli bir anlayışı benimsediğinden mezhebin usul ve fürû alanlarında hatalı bulduğu bazı görüşlerine katılmamıştır. Böyle bir yaklaşıma sahip olan fakihi nasları mezhep görüşlerine mahkûm etmekle, taassupta bulunmakla veya taklide teşvik etmekle suçlamak isabetli bir tutum değildir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İslam Hukuku |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 19 Kasım 2025 |
| Erken Görünüm Tarihi | 14 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 2 |