Kur’ân eğitim-öğretimi, ilk vahyin Hz. Muhammed’e (s.a.s) nazil olmasıyla başlayıp kıyamete kadar devam eden bir süreci kapsamaktadır. Mekke’de Erkam b. Ebi’l-Erkam’ın evinde başlayıp Medine’de ise Mescid-i Nebevî’de kurumsallaşmış bir yapıya dönüşen bu öğretim, o günden günümüze dünyanın birçok ülkesinde cami merkezli olarak devam etmektedir. Mescid-i Nebevî’de bir taraftan ibadetle birlikte Kur’ân kırâatı öğretilirken diğer taraftan iman, ibadet, ahlak, ilim, irfan gibi eğitim-öğretim faaliyeti de deruhte edilmekteydi. Buradaki eğitimin önde gelen talebeleri Suffe ehli olmakla birlikte kadın, erkek ve çocuklar ile toplumun her yaş grubundan insanlardan oluşmaktaydı. İbadet edilen yer olmasının yanı sıra her kesime hitap edip hizmet vermesi yönüyle ilk başta Mesci-i Nebevî ile başlayan eğitim-öğretim faaliyetlerinin de sürdürüldüğü mekânlar olarak camiler, günümüzde de bu fonksiyonuyla merkezi konumunu önemli ölçüde muhafaza etmektedir. Bu bağlamda Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB), Almanya’da ise Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı camilerde de bu fonksiyon icra edilerek başta Kur’ân eğitim-öğretimi olmak üzere dini, milli ve manevi ahlak eğitimi verilmeye çalışılmaktadır. DİB ayrıca Kur’ân kurslarında hafızlık, ihtiyaç odaklı kurs, 4-6 yaş grubu, yaz kursları ile birlikte Kur’ân kurslarına gitme imkânı bulamayan erkek vatandaşlara yönelik 2010 yılında “Camiler’de Kur’ân Öğretimi”, 2019 yılında da camilerde hafta sonu Kur’ân öğretimi programı hazırlayarak bu alandaki hizmetleri artırma gayreti içerisindedir. Almanya’da ise DİTİB camileri ibadet yeri olma özelliğiyle birlikte, hafta sonu ve okulların tatil olduğu zamanlarda Kur’ân-ı Kerim ve din eğitimi kurslarının verildiği mekânlar olarak faaliyet göstermektedir. DİTİB’e bağlı camilerde Kur’ân eğitimi, okuldaki diğer ders eğitimlerinin yanı sıra yıl boyu devam etmektedir. Almanya’da aralıksız birkaç yıl bu kurslara devam eden öğrenciler Kur’ân-ı Kerim’i güzel bir şekilde okumayı başarabilmektedir. Türkiye’de ise öğrenciler yaz tatilinde yaklaşık iki ay süre ile katıldıkları yaz Kur’an kurslarında öğrendikleri dualar, Kur’ân okumayla ilgili bilgi ve becerilerinin birçoğunu kaybetmeleri -hafta sonları Kur’ân eğitimine devam etmemeleri/edememeleri- nedeniyle ertesi yıl aynı şeyleri tekrarlamak durumunda kalmaktadır. Bu şekilde Kur’ân eğitiminin ilk basamağının eksik atılmasıyla oluşan durum, imam hatip ortaokul ve liseleri ile ilahiyat/İslami ilimler fakültelerindeki Kur’ân eğitim-öğretiminde de çeşitli sorunlarla karşılaşılmasını beraberinde getirmektedir. Bu sorunun asıl nedeninin eğitimin devamlılık ve tekrar esasına dayalı oluşu hususuna yeterince riayet edil(e)memesinden kaynaklı olduğunu düşünmekteyiz. Zira ülkemizde yaz Kur’ân kurslarına devam eden öğrenciler, hafta sonu düzenlenen Kur’ân kurslarına katılmamaktadır. Bu eksikliği gören DİB yetkilileri 2019 yılında program hazırlamak suretiyle soruna çözüm arayışına girmiştir. Ancak söz konusu programdan bu alanda görev yapan Kur’ân kursu öğreticisi, imam hatip, müezzin kayyım ile MEB öğretmenleri, ilahiyat/İslami ilimler fakültelerindeki akademisyenler dahi haberdar değillerdir. Yine bu kursların muhatabı olan örgün öğretimdeki öğrenciler ile onların velilerinin de bu program ve içeriği hakkında bilgileri bulunmamaktadır. Ayrıca programın müfredatı, materyal ile eğitim verecek ve alacak paydaşlarla ilgili eksiklikler de söz konusudur. Bu amaçla; alanda yapılan çalışmalar ve daha önce her iki kurumdaki çalışma tecrübemiz göz önünde bulundurularak DİB ve DİTİB Kur’ân öğretim programı, mahiyeti, yöntemi ve uygulama tecrübeleri yönlerinden incelenerek bunların mukayesesi üzerinden teklif ve önerilerde bulunulacaktır. Literatür taramasında, her iki kurumdan elde edilen veriler çerçevesinde DİB/DİTİB özelinde camilerde hafta sonu Kur’ân öğretimi karşılaştırmasıyla alanda yapılan çalışmalara ve Kur’ân eğitim-öğretimine katkı sağlamayı hedeflemekteyiz. Araştırmada DİTİB camilerinde öğrencilerin örgün öğretimle birlikte hafta sonlarında Kur’ân-ı Kerim ve dini bilgiler kurslarına katılmalarında; bu kursların sosyal, kültürel aktiviteleri içermesi, müfredat-materyal açısından öğrencilerin yaş gruplarına hitap etmesi, öğrenci-veli-öğretici ve dernek yönetimlerinin uyum içerisinde çalışması gibi faktörlerin etkili olduğu ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
The education of the Qur'an covers a process that begins with the first revelation to Muhammad (s.a.w.) and will continue until the Day of Judgment. Having started in the house of Al-Arqam Ibn Abi al-Arqam in Mecca and turned into an institutionalized structure in the Masjid an-Nabawi in Medina, this education has been continuing in many countries around the world since then. On the one hand, the Qur'anic recitation was taught through the worship activities in the Masjid-i-Nabawi, on the other hand, the educational activities such as faith, worship, morality, science, and wisdom were also covered. The leading students of the Quranic education were people of “Suffa” in that period, including men, women, children, and people from all age groups of the society. In addition to their role and place in worship, the mosques, are regarded as the places where education and training activities carried out, since Prophet's Mosque at first, and these worship centers played important role in terms of addressing and serving all segments, maintain their central position to a great extent with this function today. In this context, all of the mosques that work under the authority of the Presidency of Religious Affairs (DIB) in Turkey and on the Turkish-Islamic Union of Religious Affairs (DITIB) in Germany also maintain to provide religious, national, and spiritual-moral education, especially Qur'anic education. The DİB also seeks to increase the services in this field by preparing the "Qur'an Teaching in Mosques" program in 2010 and the Weekend Qur'an Teaching program in mosques in 2019 for male citizens who do not have the opportunity to attend Qur'an courses, as well as hafızlık, need-oriented courses, 4-6 age group, summer courses in Qur'an courses. DITIB mosques are places of worship, and also operate as places where Quran and religious education courses are given at weekends and during school holidays. The Qur'an education in mosques affiliated to DITIB continues throughout entire the year, along with other courses at the school. Students who attend these courses for a few years in Germany are able to read the Quran well. However, in Turkey, students have to repeat the same things the following years due to the fact that they cannot comprehend many of their knowledge and skills about reading the Qur'an with the prayers they learned just in the Summer Qur'an Courses that students attended for a short time like about two months during the summer holidays. This is not surprising because they do not continue to study the Qur'an on weekends after their summer school program. In this way, the situation of missing the first step of Qur'anic education leads to various problems in Qur'anic education in Imam Hatip middle and high schools and in theology/Islamic sciences faculties. We think that the main reason for this problem is that Quranic education requires continuity and repetition. In other words, the students who attend “Summer Qur'an Courses” in our country do not attend Qur'an courses that are organized at the weekends. Having recognized this negative outcome, DIB officials sought a solution to the problem by preparing a new program in 2019. However, not only the Qur'an course instructors such as Imam Hatips, mu’azzin, and teachers of the Ministry of National Education working in this field but also academics who study in faculties of the theology and Islamic sciences are not aware of this new program even. Also, the students in formal education who are interested in these courses and the parents who will guide them do not have any information about this program and its content. Along with this shortcoming, there are deficiencies not only in the curriculum of the program, and materials but also in the manner of participants who will provide or receive training. Therefore, the Qur'an teaching program will be examined in terms of its nature, methods, and applications, and suggestions will be made based on their comparison by considering the studies carried out in the related field and taking advantage of our previous experience in both institutions, the DIB and DITIB. We aim to contribute to the studies both in the field of Islamic Sciences and in Qur'an education by comparing the “Weekend Qur'an Teaching Program” in mosques, in the case of DIB and DITIB, after an extended study on literature is mentioned. It is concluded that DITIB mosques include social and cultural activities that satisfy the student groups in terms of curriculum and materials. Moreover, as a result of the fact that student-parents, instructors, and social and religious organizations work in harmony, the students have more tendencies to attend Qur'anic and religious knowledge courses at the weekends besides formal education.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 2 |