Sünnetin dindeki yeri, İslâm dünyasında son birkaç asrın temel tartışma konularından biri olmuştur. Hadislerin güvenilirliği, bağlayıcılığı ve Hz. Peygamber’in otoritesi gibi başlıklar üzerinde yoğunlaşan tartışmalar içerisinde Allah Resûlü’nün bilgi kaynakları ve bilgisinin sınırları konusu da gündeme gelmiştir. Meselenin özünü Hz. Peygamber’in vahye muhatap olan bir beşer olması oluşturmaktadır. Sıradan bir insanın bilgi kaynakları ve bilgisinin sınırları belli bir noktada iken vahiy alan bir beşerin bilgi kaynaklarının ve özellikle bilgisinin sınırlarının tespiti kolay değildir. Resûlullah’ın vahiy alması başlı başına bilgi sınırlarını genişleten temel bir faktördür. Bu çerçevede; Kur’an’ın vahiy olduğunda Müslümanlar açısından herhangi bir şüphe olmamakla birlikte “Hz. Peygamber’e Kur’an dışında vahiy verilmiş midir; verilmişse bunun sınırları nedir; onun sahip olduğu bilgilerin tamamının kaynağı vahiy midir?” gibi sorulara cevaplar aranmıştır. Bu türden sorulara verilen cevaplar pratikte sünnetin algı ve anlaşılmasında, peygamber tasavvurunun şekillenmesinde belirleyici bir rol teşkil etmiştir. Zira her söylediğinin vahye dayalı bir tarafının olduğuna inanılan bir peygamber ile Kur’an dışındaki sözlerinin kaynağının çevresel etkilere dayalı olduğuna kanaat getirilen bir peygambere bakış, hadisleri algılamada farklılık oluşturacaktır. Hz. Peygamber’in bilgisi konusu bu makalede, bir bakış açısı vermesi açısından muasır âlimlerden Abdullah Sirâceddin’in (öl. 1422/2002) görüşleri ışığında incelenmiştir. Abdullah Sirâceddin tefsir, hadis ve diğer alanlarda çok sayıda eserler vermiş ve sair ilmî faaliyetleri ile de takdir toplamış son dönemde ismi öne çıkan âlimlerden biridir. Pek çok çalışması arasında Hz. Peygamber’e dair telif ettiği eserleri ile dikkat çeken Sirâceddin, Hz. Peygamber’in bilgisi konusuna Seyyidünâ Muhammed adlı eserinde özel bir yer vermiş, düşüncelerini çok sayıda âyet ve hadisle desteklemeye gayret etmiştir. Onun görüşlerini ve dayandığı delilleri incelemenin tartışmaya bir katkısı olacağını ummaktayız.
The place of Sunnah in religion has been one of the main topics of debate in the Islamic world in the last few centuries. Within the debates centered on the reliability and binding nature of hadiths and the authority of the Prophet, the issue of the sources of knowledge of the Messenger of Allah and the limits of his knowledge have also come to the fore. The essence of the issue is that the Prophet was a human being who was the addressee of revelation. While the sources of knowledge and the limits of knowledge of an ordinary person are at a certain point, it is not easy to determine the sources of knowledge and especially the limits of knowledge of a human being who receives revelation. The Messenger of Allah’s receiving revelation is in itself a fundamental factor that expands the limits of his knowledge. In this framework, although there is no doubt for Muslims that the Qur’an is revelation, answers have been sought to questions such as whether the Prophet was given revelation other than the Qur’an, and if so, what are its limits, or whether revelation is the source of all the knowledge he has. In practice, The answers to such questions have played a decisive role in the perception and understanding of the Sunnah and in shaping the conception of the Prophet. This is because the perception of a prophet whose every utterance is believed to be based on revelation and the perception of a prophet whose utterances outside the Qur’an are believed to be based on environmental influences will create a difference in the understanding of hadiths. In this article, the issue of the Prophet’s knowledge is analyzed in the light of the views of Abdullah Sirajuddin, one of the contemporary scholars, in order to give a perspective. Abdullah Sirajuddin is one of the most prominent scholars of the recent period who has written many works in the fields of tafsir, hadith and other fields and has also been appreciated for his other scholarly activities. Among his many works, Sirajuddin, who is especially notable for his works on the Prophet Muhammad, gave a special place to the issue of the Prophet’s knowledge in his work Sayyidunâ Muhammad and he endeavoured to support his thoughts with many verses and hadiths. We hope that analyzing his views and the evidence he relied on will contribute to the discussion.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 11 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |