Türk idari yapısı içinde merkezi idare; idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde kamu görevlerinde birliği sağlamak amacıyla yerel yönetimler üzerinde vesayet yetkisine sahiptir. Bu yetki ağırlıklı olarak il genel meclisi ve belediye meclis kararlarına yönelik olarak mülki idare amirlerince kullanılmaktadır. Ancak yerel yönetimlerin meclis kararları üzerinde gerçekleşen vesayet denetimi ile amaçlanan ilkeler Anayasa Mahkemesi’nin 2007/3 ve 2010/29 sayılı kararları ile tamamen şekil değiştirmiştir. Öyle ki Yüksek mahkeme bu kararlarında 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve 5373 sayılı Belediye Yasası ile meclis kararlarına ilişkin mülki idare amirlerine tanınan vesayet yetkisinin idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde kısıtlandığına hükmetmiştir. Buna karşın yüksek mahkemenin iptal kararlarının yürürlüğe girdiği tarihlerden bu yana yasa koyucunun yeni bir yasal düzenleme yapmaması sonucu mahkemenin iptal gerekçeleri fiilen anlamsız kalmıştır. Bugün il genel meclisi kararlarının tamamı vali onayına bağlı hale gelmiştir. Bu durum yerel yönetimlerin özerkliği ilkesi ile açıkça çelişmektedir. Buna karşın belediye meclis kararlarına ilişkin olarak idare hukukunda öngörülen vesayet yetkilerinden hiçbirini mülki idare amirleri kullanamamaktadır. Bu durumda 1982 Anayasasının 127. maddesinde öngörülen vesayet yetkisinin belediye meclisi kararları üzerinde ne şekilde kullanılacağına dair hukuki bir boşluk gündeme gelmektedir.
Yerel Yönetimler İl Genel Meclisi Belediye Meclisi Vesayet Denetimi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 6 Sayı: 10 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.