1982 Anayasasının 40’ıncı maddesi, “Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” hükmüyle ve 125’inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükümleriyle; idarenin mali sorumluluğunun varlığını bireyler nezdinde güvence altına almıştır. İdarenin sorumluluğu kavramı, genel olarak Özel Hukuk’taki sorumluluk kavramıyla benzer unsurlar içermektedir. Fakat İdare Hukuku'nun kendine özgü yapısı ve devlet ile vatandaşın karşılıklı konumları sebebiyle farklılık ortaya çıkmaktadır. İdare Hukuku’nun kendine özgü yapısı yargı içtihatlarıyla gelişen bir hukuk dalı olmasından kaynaklanmaktadır ve idare hukukuna özgü kurumlar bu içtihatlar ışığında geliştirilmektedir. Bu çerçevede, Danıştay’ın verdiği kararlar İdare Hukuku’ndaki sorumluluk kavramının diğer hukuk dallarından ayrılan yönlerini ortaya koymakta ve uygulamanın çeşitliliğini etkilemektedir.
Bu çalışmada, genel olarak idarenin sorumluluğunun kapsamı ve Danıştay’ın kararları ortaya konularak İdare Hukuku’na özgü bazı uygulamalar açıklanmaya çalışılacaktır.
İdarenin Sorumluluğu Danıştay İdare Hukuku İçtihat Sosyal Risk
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 2 |
.