Sürdürülebilir kalkınma üç temel konu eşzamanlı dikkate alınarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu temel kavramlar ekonomik, sosyal ve ekolojik sürdürülebilirliktir. Ancak ekonomik kalkınmanın giderek daha fazla önem kazandığı düşük gelirli bölge ve ülkelerde ekolojik sürdürülebilirliğin zaman zaman göz ardı edildiği görülmektedir. Bu durum, ekolojik sürdürülebilirlikle ilgili genel kabul gören değerlendirme parametrelerinin ekolojik sürdürülebilirliği takip edebilecek yeterlikte olmamasından dolayısı ile gerçek fayda/masraf analizinin yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Doğal kaynakların piyasa fiyatına sahip olmaması da fayda/masraf analizinin yapılmasını zorlaştırmakta ve çoğu zaman yalnızca oluşan çevre kirliliğinin ortadan kaldırılması için yapılan masraflar çevre maliyeti olarak nitelendirilmektedir. Bu eksik değerleme sorununu ortadan kaldırmak amacıyla yapılan çalışmalarda doğal kaynakların fiyatlandırılması ise, sürdürülebilirliğin temel felsefesi ile bütünüyle çelişmektedir.Tarımsal üretim sırasında ortaya çıkan çevre kirliliği ve toprak bozunumu gibi nedenlerle pek çok ülkede tarım kırsal alanla birlikte değerlendirilerek, tarımın ekonomik açıdan ve kırsalda istihdamın sürdürülebilirliği amacıyla farklı uygulama yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemler temelde çevre odaklı olan üretim sistemlerini farklı kırsal aktivitelerle de destekleyen sistemleri içermektedir. Kırsal aktiviteler aynı zamanda çiftçilerin çevresel konularda bilinçlenmesini de hedeflemektedir. Tüketici boyutunda ise, çevre duyarlılığı artan “yeşil tüketici” kavramının son yıllarda uygulamada yer aldığı görülmektedir. Yeşil tüketici kendilerini ve çevrelerini satın alma güçlerini kullanarak korumayı hedefleyen kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda eko-turizm, agroturizm, agro-eko-turizm ve benzeri pek çok faaliyet kırsal ve kentsel alan yerleşimcisini karşılaştırmaktadır.Bu makalede, sürdürülebilir tarım ve kırsal kalkınma kavramı tanımlanarak, bu kavramın içinde yer bulan tarım-turizm-kırsal alan ilişkilerinin neler olduğu ve bu ilişki sonucunda ortaya çıkan bazı sorunlar ortaya konulmaya çalışılmış ve bazı öneriler geliştirilmiştir. Bu amaçla çeşitli uluslararası anlaşmalar ve yayınlanmış kaynaklardan yararlanılmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 2012 Sayı: 1 |