AMAÇ: Bu çalışmada üçüncü basamak bir kulak burun boğaz kliniğinde açık larenjektomi uygulanan hastaların yaş, cinsiyet, ilk semptom ve süresi, histopatolojik tanı, primer hastalığın lo-kalizasyonu, boynun durumu ve cerrahi tedavi yaklaşımımız ve sonuçları açısından güncel literatür bilgileri ile sunulması amaç-lanmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışmada üçüncü basamak bir kulak burun boğaz kliniğinde 2011 - 2021 yılları arasında laringeal kanser nedeniyle açık cerrahi tedavi uygulanan 70 hastanın dosyalarının retrospektif analizi tartışılmıştır.BULGULAR: Larinks kanseri olgularımızın 68'i (%97,1) erkek, 2'si (%2,9) kadın olup, yaş ortalamaları 64,9 (48-89 yaş) idi. Ol-gularımızın 34'ü (%48,57) glottik, 23'ü (%32,9) supraglottik ve 11'i (%15,7) transglottik idi. İzole subglottik yerleşimli 2 (%2.85) olgu vardı. 38 (%54,3) olguya total larenjektomi, 32 (%45,7) olguya parsiyel larenjektomi uygulandı. 1 hastaya (%1,42) ver-tikal larenjektomi, 1 hastaya (%1,42) subtotal larenjektomi, 6 hastaya (%8,57) frontolateral larenjektomi, 10 hastaya (%14,28) supraglottik yatay larenjektomi, 14 hastaya (%20) suprakrikoid larenjektomi uygulandı. Histolojik tanı olarak; 3 (%4,2) vaka ba-zo-skuamöz karsinom, geri kalan 67 (%95,8) vaka ise skuamöz hücreli karsinom idi.SONUÇ: Larenks kanserlerinin tedavisinde cerrahi önemli yer tutmaktadır ve boyun disseksiyonu da bölgesel kontrol için ta-mamlayıcıdır. Noninvaziv metodlar kullanılarak servikal bölge-deki occult metastazlar belirlenemez, belirlenebilmesi için bo-yun diseksiyonu yapmak gerekir. Boyun diseksiyonu sırasında uzaklaştırılan lenf nodlarının detaylı histopatolojik değerlendirmesi günümüzde lenf nodlarının doğru tanısı için elde edilebi-len en güvenilir metoddur.
OBJECTIVE: In this study, it was aimed to present the patients who underwent open laryngectomy in a tertiary otolaryngology clinic with current literature information in terms of age, gender, first symptom and duration, histopathological diagnosis, localization of the primary disease, neck condition, and our surgical treatment approach and results.
MATERIAL AND METHODS: In this study, the retrospective analysis of the files of 70 patients who underwent open surgical treatment for laryngeal cancer between 2011 and 2021 in a tertiary otorhinolaryngology clinic is discussed.
RESULTS: Of our laryngeal cancer cases, 68 (97.1%) were male, 2 (2.9%) were female, and their mean age was 64.9 (48-89 years). Thirty-four (48.57%) of our cases were glottic, 23 (32.9%) supraglottic, and 11 (15.7%) transglottic. There were 2 (2.85%) cases with isolated subglottic locations. Total laryngectomy was performed in 38 (54.3%) cases and partial laryngectomy was performed in 32 (45.7%) cases. Vertical laryngectomy in 1 (1.42%) of patients, subtotal laryngectomy in 1 (1.42%), frontolateral laryngectomy in 6 (8.57%), supraglottic horizontal laryngectomy in 10 (14.28%), supracricoid in 14 (20%) patients laryngectomy was performed. As a histopathological diagnosis; 3 (4.2%) cases of baso-squamous carcinoma, and the remaining 67 (95.8%) cases were squamous cell carcinoma.
CONCLUSIONS: Surgery has an important place in the treatment of laryngeal cancers and neck dissection is complementary to regional control. Occult metastases in the cervical region cannot be determined using noninvasive methods, neck dissection is required to identify them. Detailed histopathological evaluation of lymph nodes removed during neck dissection is currently the most reliable method available for accurate diagnosis of lymph nodes.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Makaleler-Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |