AMAÇ: Retina ven kök tıkanıklığı (RVKT) olan olgularda genel demografik özelliklerin, sonuç görme keskinliğini etkileyen lokal ve genel etmenlerin belirlenmesi ve tedavi seçeneklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya 1983 - 2013 yılları arasında retina ven kök tıkanıklığı tanısı almış 294 hastanın 310 gözü dahil edildi. Hastaların dosya kayıtlarından; demografik veriler, eşlik eden sistemik ve oküler hastalıklar, oftalmolojik muayene bulguları, takip süresi ve uygulanan tedaviler kayıt edildi.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 63.61 ± 12.8 idi. 136’sı kadın, 158’i erkek idi. 139 hastada sadece sağ, 139 hastada sadece sol, 16 hastada ise her iki gözde hastalık tespit edildi. Hastaların ortalama takip süreleri 38.56 ± 49.45 ay idi. %61.9’unda hipertansiyon, %23.46’sında diyabetus mellitus ve %15.98’inde hiperlipidemi saptandı. %65.8’inin iskemik, %34.2’sinin ise iskemik olmayan tipte olduğu belirlendi. Tıkanma öncesinde veya sonrasında oral antiagreagan ve antikoagulan kullanımının ya da tıkanma sonrası pentoksifilin tedavisinin sonuç görmeyi etkilemediği belirlendi.
SONUÇ: RVKT ile birliktelik gösteren risk faktörlerinin tespiti ve tedavi edilmesi, hastalığın oluşum ve ilerleyişini engellemede önemli bir yaklaşımdır. Hastalığın kontrolü ve hastaların yaşam kalitelerinin arttırılması için yeni tedavi yöntemlerine ve önleyici mekanizmaların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
OBJECTIVE: It was aimed to determine the general demographic characteristics, local and general factors affecting the final visual acuity and to compare the treatment options in patients with central retinal vein root occlusion (RVCT).
MATERIAL AND METHODS: A total of 310 eyes of 294 patients had been diagnosed with central retinal vein occlusion between 1983 - 2013 were included in the study. Demographic data, accompanying systemic and ocular diseases, ophthalmic examination findings, follow-up period, and treatments were recorded from the file records of patients.
RESULTS: The mean age of the patients was 63.61 ± 12.8 years. Of the patients, 136 were female and 158 were male. Disease was detected only in the right eye in 139 patients, in the left eye in 139 patients, and in both eyes in 16 patients. The mean follow-up period of the patients was 38.56 ± 49.45 months. 61.9% of patients had hypertension, 23.46% had diabetes mellitus and 15.98% had hyperlipidemia. It was determined that 65.8% of patients were ischemic and 34.2% were non-ischemic type. It was determined that oral antiagreagans and anticoagulants usage before or after the occlusion and pentoxifylline therapy after the occlusion does not affect the final visual acuities.
CONCLUSIONS: Detection and treatment of risk factors with RVCT, is an important approach in preventing the formation and progression of the disease. There is a need to develop new treatment methods and preventive modalities in order to control the disease and increase the quality of life of the patients.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Makaleler-Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2022 |
Kabul Tarihi | 6 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 23 Sayı: 2 |