Magazines, one of the invaluable sources of the history of literature, fill a big gap in this field. These works reflecting the history, culture, art, geography, material and spiritual values of an era sometimes help the main sources of literary history, and sometimes serve as the only source. A poet’s poem that is not included in their dîvân can be encountered in magazines. Additionally, it is known that the poems of poets who could not compose divans throughout their lives were compiled and brought to the history of literature. Furthermore, that a poet's poems are included in magazines indicates how creditable they are. Thus, magazines also have a critical identity. Poets who have a strong artistic aspect and have gained the society’s appreciation are included in the magazines and thus gain the chance to be read in various places. It is unthinkable that poetry magazines were not common in Ottoman palaces at a time when the sultans themselves were poets, art was given great importance and artists were protected. In our study, it is aimed to introduce the magazine numbered 1470 at Topkapı Palace, on whose first page it is noted as “mecmûa-i bî-hemtâ”, the unique magazine, determine the literary taste of the 17th and 18th centuries, and bring İzzet Ali Pasha’s unpublished ghazal to light. This miscellany, is made available to the researchers in a table complying with the Systematic Classification Project of Journals (MESTAP)
Classical Turkish Literature magazine ghazal İzzet Ali Pasha
Edebiyat tarihinin paha biçilemez kaynaklarından olan mecmûalar bu alanda büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Bir devrin tarihini, kültürünü, sanatını, coğrafyasını, maddî ve manevî bütün değerlerini yansıtan bu eserler edebiyat tarihinin temel kaynaklarına yardımcı olabileceği gibi asıl kaynak olarak da görev üstlenebilir. Bundan dolayı çeşitli türdeki mecmȗalar ve özellikle de şiir mecmȗaları önem kazanmaktadır. Bir şairin dîvânında yer almayan bir şiirine ya da şiirlerine mecmûalarda rastlamak mümkündür. Diğer taraftan hayatı boyunca dîvân tertip edemeyen şairlerin mecmûalardan derlenen şiirleriyle dîvânlarının tertip edilip edebiyat tarihine kazandırıldığı bilinmektedir. Ayrıca bir şairin şiirlerinin mecmûalarda yer alması onun beğenmişlik düzeyinin bir göstergesidir. Bu nedenle mecmûalar eleştirel bir kimlik de kazanmaktadır. Sanatsal yönü güçlü olan ve toplumun beğenisini kazanmış olan şairler mecmûalarda yer almakta ve böylece birçok mekânda okunma şansını kazanabilmektedir. Padişahların kendilerinin de şair olduğu, sanata büyük önem verildiği ve sanatçının korunduğu bir dönemde şiir mecmûalarının Osmanlı saraylarında tüketilmemesi gibi bir durum düşünülemez. Çalışmamızda ilk sayfasına “mecmûa-i bî-hemtâ” (benzersiz mecmûa) notu düşülen Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Emanet Hazinesinde kayıtlı 1470 numaralı mecmûanın tanıtımı, 17. ve 18. yüzyıla ait edebî zevkin tespiti ve İzzet Ali Paşa’nın Dîvân’ında ve tezkirelerde bulunmayan bir gazelinin günyüzüne çıkarılması amaçlanmıştır. Mecmûa, Mecmûaların Sistematik Tasnifi Projesi’ne (MESTAP) uygun tabloyla araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 10 |