Motherhood is one of the most life-changing milestones in a woman’s life. Although motherhood seems to be a biological process, it also affects a woman’s psychological state. Having been defined in terms of "sacredness" for centuries, motherhood has been the focus of various debates recently. The most frequently asked questions in these debates are whether motherhood is instinctive and whether every woman wants to be a mother. Answers vary from person to person, and in recent years, the situation has shifted in favor of women. Women no longer see motherhood as an instinctual, religious duty or an imposition for the continuity of the lineage, but rather as a "choice". Especially the widespread use of contraceptives and women’s economic independence gained by participating in business life have made it easier to create this situation. In Europe and the United States, the concept of "childfree" refers to voluntarily not having children and seeing childlessness as a choice. Although it is not common in Turkey to talk about having children as a choice, it has also been increasing in recent years. Literary texts have also not been indifferent to such an issue preoccupying women’s life. While mother, motherhood, and children have long been the subject of literary works, the decision not to become a mother has recently also been the subject of literature. One of these works is Irmak Zileli’s novel, titled Gözlerini Kaçırma, published in 2014. While Zileli considers motherhood a choice, she also addresses the problematic aspects of the issue through numerous examples of mothers. Furthermore, Irmak Zileli focuses on issues such as motherhood, being a mother, and mother-daughter relationships not only in this novel but also in her other novels. This article will examine the concept of motherhood, and the reflection of motherhood on literary works and draw conclusions based on Irmak Zileli’s novels.
Annelik, bir kadının hayatını değiştiren dönüm noktalarından biridir. Biyolojik bir süreç gibi görünmekle birlikte annelik, kadının psikolojik durumunu da etkiler. Yüzyıllar boyunca “kutsallık” üzerinden tanımlanan annelik, son yıllarda çeşitli tartışmaların odağındadır. Buna göre; en çok dillendirilen sorular anneliğin içgüdüsel olup olmadığı ve her kadının anne olmayı isteyip istemediğidir. Bu soruların cevabı kişiden kişiye değişmekle birlikte son yıllarda kadınlar lehine bir tablo ile karşılaşmaktayız. Kadınlar artık anneliği içgüdüsel, dinî bir görev veya soyun devamlılığı dayatması üzerinden görmemekte bunu bir “tercih” üzerinden okumaktadırlar. Özellikle doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlık kazanması ve kadınların iş hayatına katılarak ekonomik özgürlüklerini ele almaları bunu kolaylaştırmıştır. Avrupa’da ve Amerika’da “childfree” kavramı üzerinden tanımlanan bu durum, gönüllü olarak çocuk sahibi olmamayı ve çocuksuzluğu bir tercih olarak görmeyi ifade eder. Türkiye’de ise çocuk sahibi olmanın bir tercih üzerinden konuşulması yaygın olmamakla birlikte son yıllarda artmaktadır. Edebiyat metinleri de kadınların hayatını meşgul eden böyle bir meseleye kayıtsız değildir. Anne, anne olmak ve çocuk; uzun zamandır edebiyat eserlerinde yer verilen bir konuyken son dönemlerde anne olmama kararı da edebiyat eserlerine konu olur. Bu eserlerden biri de Irmak Zileli’nin 2014 yılında yayımlanan Gözlerini Kaçırma romanıdır. Zileli, anneliği bir tercih üzerinden değerlendirirken çeşitli anne örnekleri üzerinden de konunun sorunlu yanlarına değinir. Üstelik Irmak Zileli sadece bu romanında değil diğer romanlarında da annelik, anne olma, anne-kız ilişkisi gibi meselelere odaklanır. Bu makalede de annelik kavramı, anneliğin edebî eserlere yansıması irdelenecek ve Irmak Zileli’nin romanları üzerinden gelinen nokta hakkında çıkarım yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 12 |