Türk milleti, varlığının ana gayesini devletin varlığı ile eş tutmuş ve kurduğu bütün devlet teşkillerinde, temel ilke olarak benimsediği “devlette devamlılık” ilkesini “dirlik ve düzenlik” düşüncesi ile yönetimi süresince hassasiyetle uygulamak gayretinde olmuştur. Bunun doğal bir sonucu olarak hükümranlık alanı içerisinde dil, din, ırk ve mezhebe mensup birçok topluluğu yönetme başarısı gösterebilmiştir. Ancak Devlet, zaman zaman tebaanın, mevcut niteliklerini öne çıkararak imtiyaz elde etmek, düzeni değiştirmek ve hatta bulunduğu bölgenin sağladığı imkânları kullanarak ayrılmak maksadıyla çıkardıkları isyan ve olaylarla mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Türk tarihinde isyanlar, çok geniş bir alanı kapsayan bir inceleme konusudur. Bu çalışmanın kapsamı, yakın dönem Türk tarihinde bir başlangıç olan ve Cumhuriyetin ilan edilmesi ile birlikte yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk on beş yıllık dönemi ile sınırlı tutulmuştur. Ayrıca bu çalışmada her ne kadar bazı bölgelerde mülki ve adli tedbirlerin uygulanmasında ve asayişin temininde güçlükler yaşansa da yeni devletin otoriteyi tesis etmek ve rejimin güvenliğini sağlamak maksadıyla verdiği mücadelede, doğrudan tehdit teşkil eden eşkıyanın neden olduğu başlıca isyanlar ele alınmış ve dolaylı etki eden şekavet olayları kapsam dışı bırakılmıştır. Çalışmada, arşiv belgeleri ve dönemin harekât esaslarını ifade eden yayınlar öncelikle incelenmiştir.
Bu doğrultuda isyanları bastırmak maksadıyla dönemin mülki idareleri tarafından alınan tedbirler ve bu tedbirlerin uygulanmasında bir kolluk kuvveti olarak Jandarmanın harekât bakımından katkısını ve gayretini ortaya koymak incelemenin esas amacıdır. Böylelikle Jandarmanın, Atatürk döneminde hem yeniden teşkilatı ve mevzuatı oluşturulurken hem kolluk eğitimine devam edilirken hem de kendisine verilen mülki, adli ve askeri görevleri yerine getirilirken çıkan isyanların bastırılması için bazen müstakil bazen ordu birlikleri ile müşterek yürüttüğü harekâtın taktik ve operatif uygulamaları kolluk hizmeti içerisinde izah edilmiş olacaktır.
teşekkürler
The Turkish nation has always considered the main purpose of its existence with the existence of the state, and has exerted efforts to precisely implement the principle of “continuity in the state” and the principle of “peace and harmony” it has adopted as the principal principles in all the state organizations it has established. As a natural consequence of the above, it has been successful to dominate many communities with different languages, religions, races or sects within its area of dominance. However, the State had become obliged to fight against rebellions or events raised by the subjects from time to time with the purpose of obtaining privileges, changing the state order or even for separation using the advantages provided by their localizations.
Rebellions in the Turkish history are the subjects of research covering a very wide area. The scope of this study has been limited with the first fifteen years of the newly-established Republic of Turkey, which is a start in the recent Turkish history and that begins with the announcement of the Republic. Furthermore, although some difficulties have been encountered in the implementation of the administrative and judicial measures and in ensuring the public order in some regions, the main events caused by bandits that pose direct threats in the fight of the new State aiming at establishment of authority and providing security of the regime have been handled in this study, and brigandage events with indirect effects were excluded. Archived documents and publications on the principles of operations of the era have been examined primarily.
In this respect, measures taken by the civil administration of the time with the purpose of repressing the rebellions and contributions and efforts of the Gendarme as a law enforcement agency to operations aiming at the implementation of these measures is the main objective of this study. This way, it will be possible to explain the tactical and operative implementations of the operations implemented by the Gendarme or jointly with some army troops in order to repress the uprisings during the Atatürk period when the Gendarme is continuing with the re-establishment of the organization and legislation, continuing with the training for law enforcement agency and carrying out the administrative, judicial and military duties it has been entrusted with.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Kültür ve Sanatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 12 |