Sinema kimi zaman yazarların kendi ideolojilerine de hizmet eden bir sanat ola¬rak karşımıza çıkmaktadır. Yazarlar inandıkları dünya görüşünü, estetik duygularını, sanatsal yorumlarını birçok türde sergilemişlerdir. Bu durum bazı yazarlarda çok daha fazla ön plana çıkmıştır. Tür¬kiye’de edebiyat ve fikir dünyasında adından en sık söz ettiren isimlerden Necip Fazıl Kısakü¬rek de bu yazarların önde gelenlerinden bi¬ridir. Kısakürek, Türk sinemasının toplumun hemen her kesimine hitap ettiği yıllarda senaryo-romanlar kaleme almış bu sayede inandığı değerleri toplumun karşısına çı¬karma cesareti göstermiştir.
Edebiyatın birçok türünde eser veren Kısakürek’in sinema sanatına ilişkin de ciddi anlamda bir üretim faaliyeti içine girmiş olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Sayıları onu bulan senaryo-romanlarının bir kısmı filme de uyarlanan yazar yer yer karakterlerin ağzından inandığı dünya görüşünü dile getirmekten de geri durmamış¬tır. Her ne kadar kurgu itibariyle diğer eserlerinde ilk bakışta göze çarptığı gibi nite¬likli yapıtlar olduğunu ileri süremesek de yazar senaryo-ro¬manlarında da edebî ve es¬tetik bir duruş sergilemeyi kısmen de olsa başarmıştır.
Kısakürek’in sinemaya yönelik teorik düşünceleriyle pratikte ortaya koyduğu eserler birbirle-riyle yer yer ciddi tenakuzlar barındırmaktadır. Yazar, düşünce eserle¬rinde sıkı bir biçimde eleştiriye tabi tuttuğu birçok unsuru kendi üretimlerinde bizzat uygulamış bu yönüyle bir tu-tarsızlığın ortaya çıkmasına engel olamamıştır.
Kısakürek’in birçok edebî eserinde olduğu gibi senaryo-romanlarında da otobi¬yografik bir ta-kım izler rahatlıkla görülmektedir. Şahsi hayatında zaman zaman piş¬manlığını dile getirdiği ve günah olarak kabul ettiği birtakım davranışlarını senaryo-romanlarında karakterlerine de uy¬gulatır. Yazarın on eserinin neredeyse tamamında; zina, kumar ve içki/esrar, uyuşturucu gü¬nahlarının birinin veya birkaçının birden ele alındığı kimi zaman merkeze alındığı ve olayların yönlendiricisi olarak konumlandı¬rıldığı görülür. Bu günahlardan dolayı pişmanlık hisseden karakterlerin sayısının ol¬dukça az olması ise yazarın senaryo-romanlarındaki mesaj verme kay¬gısını gölgede bırakan bir kusur olarak nitelendirilebilir.
Çalışmamızda yöntem olarak, genel literatür tarama yönteminden yararlandık.
Cinema sometimes appears as an art that also serves the writers' own ideologies. Writers have exhibited their worldview, aesthetic feelings and artistic interpretations in many genres. This situation has come to the fore more in some writers. Necip Fazıl Kısakürek, one of the most frequently mentioned names in the world of literature and ideas in Turkey, is one of the leading writers. Kısakürek wrote screenplays and novels during the years when Turkish cinema appe¬aled to almost every segment of the soci¬ety, thus showing the courage to expose the values he believed in to the society.
We can easily state that Kısakürek, who has produced works in many genres of literature, has also engaged in serious production activities regarding the art of ci¬nema. The author, whose numerous screenplays and novels have been adapted into films, has not refrained from expres¬sing his belief in the world through the voices of his characters. Although we cannot claim that his other works are as qualified as they appear at first glance in terms of fiction, the author has partially succeeded in exhibi¬ting a literary and aesthetic stance in his screenplays-novels.
Kısakürek's theoretical thoughts on cinema and his practical works sometimes contain serious contradictions with each other. The author has personally applied many elements in his own productions, which he has subjected to strict criticism in his works of thought, and in this res-pect he has not been able to prevent the emergence of an inconsistency.
As in many of Kısakürek's literary works, some autobiographical traces can ea¬sily be seen in his screenplay-novels. In his screenplays and novels, he imposes certain behaviors that he so-metimes regrets and considers as sins in his personal life, on his characters. In almost all of the author's ten works; It is seen that one or more of the sins of adultery, gambling and alco-hol/marijuana are committed together, and sometimes they are placed at the center and posi-tioned as the guide of events. The fact that the number of characters who feel remorse for these sins is quite low can be described as a flaw that overshadows the author's concern for giving a message in his screenplays and novels.
As a method in our study, we used the general literature review method.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 12 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 13 |