Tarsus is a city that has preserved its feature of being an important center of agriculture, trade and industry throughout history. The features that make Tarsus a center of attraction for every period of history can be listed as the perfection of the place where the city was founded and its location at an important point in the transition from the Mediterranean to Anatolia. The situation that gave the city of Tarsus its strategic position was the presence of Tarsus Port. Tarsus Port has been the most important port of the Eastern Mediterranean since ancient times, and this has made Tarsus a shining star in the Eastern Mediterranean. This strategic situation of Tarsus continued from the Middle Ages to the New Age. This port city, which was taken over by the Ottoman administration by Yavuz Sultan Selim in 1516, continued to be a port where important economic activities were seen for many years. Tarsus, which has developed foreign trade and hosted strong commercial connections with foreign states, has also had the feature of being an important gateway to Çukurova. Tarsus, which lost its physical position over time due to geographical factors and became a land city, continued to increase the agricultural importance of the city of Tarsus in terms of the region, as a result of the discovery of the agricultural potential of the region and an agricultural revolution in the years 1831-1840. In addition to the agricultural potential, the commercial importance of the city has always continued. Tarsus Pier, which was once an important and busy port, rich and flamboyant city of Anatolia, lost its importance to Mersin as it came today, due to the obstruction of the port due to the alluvium carried by the river.
The study will focus on the history of the city of Tarsus, the strategic location of the Tarsus Port in the Eastern Mediterranean and the activities carried out here. In addition, the main reasons for the loss of importance of this port city will be tried to be given in the light of the sources of the period.
Tarsus tarih boyunca önemli bir tarım, ticaret ve sanayi merkezi olma özelliğini koruyan bir kent konumunda olmuştur. Tarsus’un tarihin her döneminde bir cazibe merkezi haline getiren özellikler kentin kurulduğu yerin mükemmelliği ve Akdeniz’den Anadolu’ya geçişte, önemli bir noktada bulunması olarak sıralanabilir. Tarsus kentine stratejik konumu kazandıran durum ise Tarsus Limanı varlığı olmuştur. Tarsus Limanı eski çağlardan beri Doğu Akdeniz’in en önemli limanı konumunda olmuş ve Tarsus’u Doğu Akdeniz’de parlayan bir yıldız haline getirmiştir. Tarsus’un bu stratejik durumu hem ortaçağ hem de yeniçağ boyunca devam etmiştir. 1516’da Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı idaresine geçen bu liman kenti uzun yıllar boyunca önemli iktisadî faaliyetlerin görüldüğü bir liman olma özelliğini devam ettirmiştir. Dış ticareti gelişen ve yabancı devletlerle güçlü ticarî bağlantılara ev sahipliği yapan Tarsus, Çukurova’nın dışarı açılan önemli bir kapısı olma özelliğine de sahip olmuştur. Zamanla coğrafî etkenler nedeniyle bu fiziksel konumunu kaybederek bir kara kenti durumuna gelen Tarsus, 1831-1840 yıllarında, bölgenin tarım potansiyelinin keşfedilmesi ve burada bir tarım devriminin yaşanması sonucunda, Tarsus kentinin bölge bakımından tarımsal önemi artarak sürmüştür. Tarımsal potansiyelin yanı sıra, kentin ticarî önemi de hep devam etmiştir. Tarsus İskelesi, bir zamanlar Anadolu’nun önemli ve işlek limanı ve Tarsus şehri bulunduğu bölgenin zengin ve gösterişli bir kentiyken Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar yüzünden limanın önünün tıkanması sebebiyle sahip olduğu önemi zamanla Mersin’e kaptırmıştır.
Bu çalışmada Tarsus kentinin tarihi ve Tarsus Limanı’nın Doğu Akdeniz’de sahip olduğu stratejik konumla birlikte ve burada yapılan faaliyetler üzerinde durulacaktır. Ayrıca bu liman kentinin önemin kaybetmesinin temel nedenleri dönemin kaynakları ışığında analiz edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Kurumları ve Medeniyeti (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 9 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 14 |