Almanya, İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik büyümeyi hızlandırmak adına gerçekleştirilen işçi göçüyle birçok
ülkeden işçi getirtmiştir. İlk göçmen işçiler büyük ölçüde İtalya, Türkiye, Yugoslavya ve Fas gibi ülkelerden gelenler
olmuştur. Göç hareketliliği yanında birçok zorlukları da beraberinde getirmiştir. En önemli zorluklardan birisi de göç
edilen ülkenin dilinin bilinmiyor olmasıdır. Bu çalışmada amaca yönelik olarak 1960’larda resmi olarak göç eden birinci
kuşak Türk kökenli göçmenlerin ve ardından gelen ikinci kuşağın çift dillilik problematiği ele alınmıştır. Çalışmamızda
ulus ötesi bir yaklaşımla Almanya’ya göç eden her iki kuşak temsilcilerinde ikinci dilin kazanımlarının ne ölçüde ve nasıl
gerçekleştiği ortaya konmuştur. Göç eden birinci kuşağın çeşitli sebeplerle ikinci dili öğrenememesi ile ikinci kuşağın
iki dillilik problematiği ele alınmıştır. Çalışmamızın sonuç bölümünde birinci ve ikinci kuşağın ikinci dili etkin öğrenememesinin
sebeplerinin farkları ortaya konmuştur. Birinci kuşağın ikinci dil edinimi gerçekleştiremediği buna karşın
ikinci kuşak neslin ise ikinci dil ediniminin görece daha iyi olmasına rağmen iki dile de tam hâkim olmadığı görülmüştür.
Dönemin şartları içerisinde çift dillik sorununa bugünün perspektifinden yeni bir okuma gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim, Edebi Çalışmalar, Kültürel çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial (CC BY-NC) 4.0 International License