Küreselleşmenin ulus devletlerin sonunu getirmediğinin anlaşılmasının ardından, ağ toplumunda ulus devletlerin, dijital alanda, egemenliklerini yeniden inşa etme ihtiyacı belirmiştir. ABD yönetiminin kendi vatandaşlarını ve sınırlarından binlerce kilometre uzakta yaşayan başka ülkelerin vatandaşlarını kitlesel olarak gözetlediğini ortaya çıkaran Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) skandalı, iletişim ağlarının ve teknolojilerinin küreselleşmesi ya da millîleştirilmesi ve kamulaştırılması tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Devletlerin küresel ağ sisteminde geri dönüşü, ulus devletlerin, sadece yasal düzenlemeler ve mevzuatlarla değil, bilgi teknolojisi yaratmadaki rolü açısından da yeni tanımlamalar getirilmesi zorunluluğu doğurmaktadır. Bu yeni ağ toplumu düzeniyle birlikte post-demokrasinin yükselmesinin de güçlü bir ihtimal olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Bu çalışmada, post-demokrasilerde, post-demokratik gözetim, millî kimlik, vatandaşlık ve egemenlik ilişkisinin nasıl şekilleneceği sorusunun cevabı aranmaktadır. Crouch, Rancière, Rorty, Wolin, Habermas ve Mouffe tarafından öne sürülen post-demokrasi kavramı açıklanarak, ağ toplumunda post-demokratik gözetim, millî kimlik, vatandaşlık ve egemenlik ilişkisinin dönüşümüne odaklanılmaktadır. Post-demokratik gözetim, millî kimlik, vatandaşlık ve egemenlik ilişkisiyle ilgili bir teorik çerçeve sunularak, literatüre katkıda bulunulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 13 Temmuz 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 26 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 1 Sayı: 47 |
**