Bu çalışma, Türkiye'deki mülteciler arasında sosyal uyumun bir yordayıcısı olarak bilişsel çarpıtmaların rolünü incelemeye odaklanmıştır. Bu çalışmanın amacı doğrultusunda öncelikle Suriye Savaşından sonra Türkiye'ye göç eden katılımcılara Travmatik Olaylar Listesi'nde yer alan durumlara maruz kalıp kalmadıkları sorulmuştur. Veri toplamak amacıyla araştırmada “Bilişsel Çarpıtmalar Ölçeği”, “Yenilenmiş Sosyokültürel Uyum Ölçeği”, “Travmatik Olaylar Listesi” ve “Demografik Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ayrıca bu bireylerin bilişsel çarpıtmalarının sosyal uyumlarını ne ölçüde yordadığı araştırılmıştır. Hiyerarşik doğrusal regresyon analizi sonucunda bilişsel çarpıtmalar, “hayatı tehlikeli bir yer olarak görme”, “çaresizlik” ve “umutsuzluk” alt boyutlarının sosyal uyumun anlamlı yordayıcıları olduğu görülmüştür. Mülteci bireylerin bilişsel çarpıtmaları, ortamdaki olayları açıklama biçimleri, yeni yaşam düzenine uyum sağlamalarını engelleyen bir faktör olarak ön plana çıkmaktadır. Bu araştırma araştırmacılara ve alan uzmanlarına mülteci bireylerin uyumunu artırmak için yapılacak çalışmalar için çeşitli öneriler sunmaktadır
This study focused on examining the role of cognitive distortions as a predictor of social adaptation among refugees in Turkey. For the purpose of this study, first of all, participants who migrated to Turkey after the Syrian War were asked whether they were exposed to the situations listed in the Traumatic Events List. To collect data, “Cognitive Distortions Scale”, “Revised Sociocultural Adaptation Scale”, “Traumatic Events List” and “Demographic Information Form” were used. In addition, the extent to which the cognitive distortions of these individuals predicted their social adaptation was investigated. As a result of the hierarchical linear regression analysis, it was observed that the sub-dimensions of cognitive distortions, “seeing life as dangerous”, “helplessness” and “hopelessness” were significant predictors of adaptation. Cognitive distortions of refugees, the way they explain the events in the environment, come to the fore as a factor that prevents them from adapting to the new life. This study also offers various suggestions for future studies to increase the adaptation of refugee individuals.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Psikoloji, Klinik Psikoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 1 |