Imām In the 13th century, when the state administration in India came under the rule of the Muslim Turkish Sultans of Delhi, the spread of the tariqas, the institutional structure of Islamic Sufism, took place simultaneously in that region. After Just a century of this development, one of the first Ibn Arabi defenders of India, with the works he wrote in Mumbai, Ali b. Ahmed Mehâimî has an important position in Islamic sufism. Since his childhood Ali Mehâimi had a Uwaisid connection with Khidr. This situation continued through his teacher Muhammad al-Mizcaci in his youth and adulthood. Both Hodja Ahmed Yasawi and Ibn al-Arabi had the spiritual bond with Khidr. The cardigan tradition in İslamic sufism is representing the bond of with Khidr or other spiritual powers. Also Mizcaci had a connection to Khidr cardigan with his predecessors Khodja Ahmed Yasawi and Ibn al-Arabi. Mehâimî had many material and spiritual features as well. Ali Mehâimî used the concept of "taayyün-i salis" for the universe of being, also comment the concepts of "kurb-i farâid and kurb-i nawafil" supported by the views of Ibn al-Arabi and Sadr al-din al-Qonavî. So Mehaimî has associated the concept of kurb with obligatory (fard) worship and non-obligatory (nafila) worship according to the religion Islam, raising awareness by drawing attention to its connection with the concept indicating a sûfî's al-jam emotional condition. In our country Ali Mehaimi is not known enough, although he had a lot of important features on İslamic sufism. He was a respected sûfî, qadi, writer of annotations on the books of Akbari tradition and comment writer of the Quran in India. And India had been a country ruled by Muslim Turks in the historical process for centuries after the thirteenth century. Perhaps the scarcity of studies on Indian Sufism in our country may be one of the reasons for this. However, India is a geography where important discussions took place on the two important teachings of Islamic sufism, the unity in the existence (Wahdat al-vucud) and unity in observation of the existence (Wahdat al-shuhud). In this article, with the help of his books, Ali b. Ahmed Mehâimi and his sûfîstic views are introduced.
13. yüzyılda Hindistan’da devlet yönetiminin uzun süreliğine Müslüman Türk Delhi Sultanlarının egemenliği altına girmesiyle, İslam tasavvufunun kurumsal yapısı olan tarikatların o bölgede yayılması eşzamanlı olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmeden hemen bir asır sonra Mumbai kentinde yazdığı eserlerle Hindistan’ın ilk İbnü’l-Arabî savunucularından Ali b. Ahmed Mehâimî önem arz etmektedir. Ali Mehâimî’nin çocukluğundan beri var olan Hz. Hızır ile Üveysîlik bağı, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde üstadı Muhammed el-Mizcâcî üzerinden devam etmiştir. Hem Hoca Ahmed Yesevî hem İbnü’l-Arabî ile Hz. Hızır arasında gerçekleşen hırka geleneğini temsil eden silsile, Mizcâcî’de de bulunmaktaydı. Tasavvufta hırka geleneği Hızır veya diğer manevi güçlerle olan bağı sembolize etmektedir. Mehâimî’nin maddi ve manevi pek çok özelliği vardır. Varlıkların bulunduğu evren için “taayyün-i sâlis” kavramını kullanmıştır. Yine farz ve nafile ibadetle ilişkilendirilen “kurb-i ferâiz ve kurb-i nevâfil” kavramlarının İbnü’l-Arabî ve Sadreddîn-i Konevî’nin görüşleriyle desteklenen tasavvufi cem hâliyle bağına dikkat çekerek farkındalık sağlamıştır. Ekberî gelenek şârihi olarak Hindistan’da ülke genelinde kabul gören saygın mutasavvıf, kadı, müfessir özellikleriyle önemli bir konuma sahiptir. Bunlara rağmen Ali Mehâimî ülkemizde yeterince tanınmamaktadır. Hindistan, on üçüncü yüz yıldan sonra tarihi süreç içerisinde asırlarca Müslüman Türklerin yönettiği bir ülkedir. Hindistan tasavvufu üzerine ülkemizde yapılan çalışmaların az olması Mehâimî’nin ülkemizde tanınmamasının sebeplerinden birisi olabilir. Oysa ki Hindistan, İslam tasavvufunun iki önemli öğretisi olan vahdet-i vücûd ile vahdet-i şühûd üzerine önemli tartışmaların gerçekleştiği bir coğrafyadır. O yüzden bu makalede Orta Çağ’da Hindistan’da yaşamış olan Ali b. Ahmed Mehâimî’nin eserlerinden hareketle onun tanıtımı amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Kastamonu İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.