The concept of "public sphere”, which has been one of the main discussion topics of the academy since the 1980s, derives its basis from Jürgen Habermas' The Structural Transformation of Publicity, published in 1962. The bourgeoisie, whose influence has increased in European society, creates a public community in places such as halls, cafes, and clubs where it had critically discussed in the 18th century, and the influence of this community has spread to the public with the increase in the publishing of magazines and newspapers. The liberal public sphere, where people engage in cultural exchanges, was interrupted and collapsed by the revolutions that started at the end of the 19th century and the wars that continued afterward. There was limited public space in the Ottoman society that started with coffee houses (kahvehane) and reading houses (kıraathane) and continued with increasing publishing activities during the Meşrutiyet period. By actively participating in publishing activities, Ottoman women opened a new way in this public space and strengthened their positions. In this study, which considers the novels of Fatma Aliye, the first Ottoman female writer, chronologically, from the woman who is restricted to the house and has a secondary position against the male power (Hayal ve Hakikat), to the woman who becomes increasingly prominent in the public sphere and has her autonomous voice (Muhadarat, Refet, Udi) will be studied.
Jürgen Habermas public space Fatma Aliye feminist literature Turkish literature
1980’lerden itibaren akademinin temel tartışma konularında biri olan “kamusal alan” kavramı, temelini Jürgen Habermas’ın 1962 yılında yayımladığı Kamusallığın Yapısal Dönüşümü adlı eserinden almaktadır. Avrupa toplumunda etkisi artan burjuvazi 18. yüzyılda eleştirel tartışmalar yürüttüğü salon, kafe, kulüp gibi mekânlarda kamusal bir topluluk oluşturur ve bu topluluğun etkisi dergi ve gazetelerin üretiminin artması ile halka doğru yayılır. İnsanların kültürel alışverişlerde bulunduğu bu liberal kamusal alan, 19. yüzyılın sonunda başlayan devrimler ve daha sonrasında devam eden savaşlar ile kesintiye uğrar ve liberal kamusal alan çöker. Osmanlı toplumunda da kahvehaneler ve kıraathaneler ile başlayan, daha sonra Meşrutiyet döneminde artan yayın faaliyetleriyle devam eden kısıtlı bir kamusal alan bulunmaktadır. Osmanlı kadınları yayın faaliyetlerine aktif olarak katılarak kadının kamusal alandaki rolünü güçlendirirler. İlk Osmanlı kadın yazarı Fatma Aliye’nin romanlarının incelendiği bu çalışmada kronolojik olarak ev içerisine hapsolan ve erkek iktidarı karşısında ikincil konumda olan kadından (Hayal ve Hakikat) kamusal alanda gittikçe öne çıkan ve kendi özerk sesine sahip olmaya çalışan kadına doğru (Muhadarat, Refet, Udi) bir geçişi incelenecektir.
Jürgen Habermas kamusal alan Fatma Aliye feminist edebiyat Türk edebiyatı
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 9 |