Evil eye is a common phenomenon in religions and different cultures. “Seğ sığama” is a treatment method used against the evil eye in villages stretching along the Göksu Valley. In this respect, seğ sığama is a kind of therapy. This treatment method is applied in many places throughout the Göksu basin. It carries facts from the old Turkish culture and Islamic belief within the seğ sığama and has a syncretic structure. In this context, it is one of the special practices that reflect traditional folk Islam. It contains many phenomenological phenomena such as the cult of hearth, prayer, giving, and apiary in its structure. Seğ sığama is an action practiced by women. It is a ritual performed when women, children and animals are under the evil eye. Seğ sığama is applied on the whole body by the performer reciting it with prayers, blowing it with her breath, and stroking it. In the ritual, people who are touched by the evil eye are considered in the eyes of society as people who are contrary to the usual human type, such as blond hair, sparse teeth, and blue eyes. The ritual, holistically, presents the cult of hearth, stone and tree. With the effect of modernization and urbanization in the society, the practice of seğ sığama seems to be on the verge of being forgotten. Seğ sığama fit includes many cultural and religious aspects of faith. As a phenomenological phenomenon on its own, it contributes to the perpetuation of religious culture.
Nazar, dinlerde ve farklı kültürlerde karşılaşılan ortak olgulardandır. “Seğ sığama” Göksu vadisi boyunca uzanan köylerde nazar değmesine karşı icra edilen bir sağaltma yöntemidir. Bu yönüyle seğ sığama bir tür terapidir. Göksu havzası boyunca birçok yerde bu sağaltma yöntemi seğ denilen şap maddesiyle uygulanmaktadır. Seğ sığama, içerisinde Eski Türk kültür ve İslam inancından olgular taşıyan senkretik bir yapıdadır. Bu bağlamda geleneksel halk İslam’ı anlayışını yansıtan özel uygulamalardan biridir. Yapısında ocak kültü, dua, el verme, arılık gibi birçok fenomenolojik olguları bulundurur. Seğ sığama kadınlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Kadın, çocuk ve hayvanların nazara uğramaları durumunda yapılan bir ritüeldir. Seğ sığama, nazar değen kişi ya da hayvana icracının onu dualarla okuması, nefesiyle üflemesi ve sıvazlamasıyla tüm vücut üzerinde uygulanmaktadır. Ritüelde, nazarı değen kişiler, toplum nazarında sarı saçlı, seyrek dişli, mavi gözlü gibi olağan insan tipine aykırı kişiler olarak değerlendirilir. Ritüel bütüncül olarak, ocak, taş ve ağaç kültünü bir arada sunar. Bugün kentleşmeyle birlikte seğ sığama uygulaması unutulmaya yüz tutmuş görünmektedir. Seğ sığama uygulaması inancın birçok kültürel ve dinî yönünün yansımalarını içinde barındırmaktadır. Başlı başına kendisi de fenomenolojik bir olgu olarak dini kültürün süreğen hâle gelmesine katkı sağlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi, Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 16 |