Suriye’deki savas, Türkiye’ye dört milyondan fazla Suriyeliyi yerlestirmistir. Baska ülkelerin
geçmisteki göçmen deneyimleri Suriyeli göçmenlerin çoğunun Türkiye’de kalıcı olacağını
ortaya koymaktadır. Göçmenlerin yerel halkla sağlıklı olarak kültürlerarası iletisim sağlamaları
uyum için hayati önem tasımaktadır. Bunu sağlamak için misafir göçmen çocukların eğitime ve
anne-babalarının topluma kazandırılması bir zorunluluktur. Bu arastırmanın amacı,
göçmenlerin uyumu için Türkiye’nin, Hollanda gibi 60 yıl kadar zamanı, parayı ve insan
kaynağını bosa harcamasını ve öngörülemeyen toplumsal sorunları önlemeye veya çözmeye
öneriler sunmaktır. Bu arastırmanın yöntemi, göçmenler hususunda daha önce aynı süreci
yasayan Hollanda’da yapılan çalısmaların incelenmesi ve kıyaslama yapılarak Türkiye’de
hataların yapılmaması için basarılı çalısmaların örnek alınmasıdır. Bu bağlamda Ikinci Dünya
savasından sonraki yüksek konjonktürden dolayı Hollanda’ya misafir isçi olarak gelmis, daha
sonra aile birlesimi yasasıyla yerlesik olan göçmenlere, 60 yıllık süreç içerisinde verilen eğitim
ve diğer hizmetlerle ilgili kaynaklarla, Türkiye’deki Suriyeliler konusunda literatür ve resmi
makamlarca kabul edilmis veriler incelenmistir. Sonuç olarak, Hollanda’ya farklı ülkelerden
gelen göçmenlerin, hemserilerinin yasadığı yerlesim mekânlarını seçtiği ve zamanla yerel
halkla iletisimde bulunmadan ‘göçmen mahalleleri’ olusturduğu görülmüstür. Göçmenlerin
eğitimdeki basarısızlığına çözüm olarak 1983 yılına kadar zorunlu olmayan okul öncesi eğitim,
göçmen çocuklarının daha erken yasta eğitime baslaması için ilköğretimle birlestirilmistir.
Ayrıca göçmenlerin Anadili ve Kültürü eğitimi ilköğretim ders programına yerlestirilmistir. Buna
rağmen göçmen çocukları eğitimde basarısız kalınca, göçmen çocuklarının çocuk yuvalarına
katılımı tesvik edilmistir. Hollanda’da göçmen çocuklarının eğitim ve istihdamdaki basarı
oranları ise hâlâ Hollandalıların seviyesinin altındadır. Yetiskinlerin katılımı için Vatandaslık
yasası yapılmıstır. Bu çalısmada sonuç olarak Hollanda’da basarılı olan çalısmaların
Türkiye’de uygulanması ve basarılı olmayan yöntemlerden kaçınılması için öneriler
sunulmustur.
Anadili eğitimi Okul öncesi eğitim Aile içi iletişim Kimlik oluşumu Kültürlerarası iletişim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 27 Sayı: 2 |