مَثَّل الإسلامُ تَغَيُّرًا مِفْصَلِيًّا في حياةِ الإنسانِيَّةِ عَامَّةً وحَيَاةِ العربِ خَاصَّةً، فقد مَثَّل الإسلامُ زِلزَالاً غَيَّرَ أَوجُهَ الحياةِ الجاهليَّةِ: الدينِيَّةِ، والاجتماعِيَّةِ، والاقتصاديَّةِ، والثَّقافيَّةِ، والأخلاقيَّة، وقد انعكسَ صَدَى هَذِهِ التَّغَيُّرَاتِ على الشِّعرِ بِوَصْفِهِ فنَّ العربيَّةِ الأوحدَ، وعلمها الأوَّل في ذَلِكَ الوَقتِ. وقد حاول الإسلام أن يُوجِّهَ الشعرَ إلى تعاليمه الدينيَّة، وأن يُرشِدَ الشعراءَ إلى قيم الدين الجديد، وأن يتخلَّى الشعرُ عن بعض موضوعاته التي تتنافى مع أخلاقيَّات الإسلام، وأن يُوَظَّف الشعراءُ شعرَهُم في نُصْرَةِ الإسلام وخدمة الدعوة، وهو ما أدَّى إلى تقسيم الشعراء إلى شعراء مهتدين وشعراء ضالين، وقد دفع الإسلامَ إلى اتِّخاذِ هذا الموقف افتراءاتُ المشركين على النبي وعلى القرآن، وإنكارهم للوحي، فقد وصفوا النبيَّ بأنَّهُ شاعرٌ، ونفوا إلهيَّة القرآن، وربطوا بين القرآن والشعر والكهانة، وهو ما نفاه القرآن والسُّنَّةُ في سياقات مختلفة، أوَّلها المفسِّرون والمحدِّثون تأويلاتٍ متفاوتةً، بعضها حذَّر الشعر، وبعضها دافع عن الشعر.
وتهدف هذه الدراسة إلى إعادة قراءة موقف كلٍّ من القرآن والسُّنَّة من الشعر من خلال دراسةٍ سياقيَّة تكشف عن سياق ورود لفظة الشعر في القرآن والسُّنَّةِ، والمقصد من ذلك الاستعمال، وقد جاءت الدراسةُ في مقدِّمةٍ ومبحثين: تناول الأوَّلُ موقفَ القرآنِ من الشعر، والثاني تناول موقفَ السُّنَّةِ من الشعر، وقد اعتمدت الدراسة على المنهج السياقي التحليلي.
İslam genelde insan hayatında özelde ise Arap hayatında köklü değişikliklere neden olmuştur. İslam cahiliye hayatını başta dini, toplumsal, ekonomik, kültürel ve ahlak olmak üzere her alanda sil baştan değişime uğratmıştır. Araplara özgü şiirde bu değişimin yankıları bulunabilir. Nitekim İslam’ın başlangıç döneminde şiir bilgisinin ve etkisinin anlamı büyüktür. İslam şiirin dini öğretiler çerçevesinde kullanılmasına yol açmıştır. İslam yeni bir din olarak şairleri dini değerlere yöneltmiştir. İslam ahlakı karşısında yer alan bazı konulardan şiir arındırılmıştır. Böylece şairler şiir yeteneklerini, İslam’ın lehine çağrının hizmetinde kullanmaya başlamıştır. Bu başlangıçla şairler Müslüman ve gayrimüslim olarak ayrışmıştır. İslam’ın bu yolda yürümesi müşriklerin Hz. Peygamber’e (sav) ve Kur’an’a iftiralarına yol açmıştır. Böylece müşrikler Hz. Peygamber’i şaire benzetmiş ve Kur’an’ın beşeri olduğunu ileri sürmüşler ve vahyi inkâr etmelerine bir bahane elde etmişlerdir. Nitekim Kur’an’ı şiir ve kehanetle özdeş hale getirmişlerdir. Hâlbuki çeşitli bağlamlarda Kur’an ve Sünnet, dolaylı olarak da tefsir ve hadis uzmanları bunu reddetmiştir. Buna binaen uzmanlardan kimi insanları şiirden soğuturken, kimileri de ısındırmıştır.
Yukarıda sözü edilen çerçevede şiir kelimesinin kullanım sahaları belirlenecek Kur’an ve Sünnetin şiir yaklaşımı yeniden gözden geçirilecektir. Bu doğrultuda makale bir giriş ve iki başlıktan oluşmaktadır. İlki Kur’an’ın şiire bakışı, ikincisi ise Sünnetin şiire bakışı başlığı olacaktır. Araştırma sırasında bağlamsal tahlil yöntemi kullanılmıştır.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 4 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 4 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 2 |