Doğal olarak insan kendi varlığını, içinde yaşadığı alemi ve Yaratıcıyı bilmek ister. Bu arzusu ise insanı hakikat arayışına yöneltir. İnsan beden ve ruhtan oluşan düalist bir yapıya sahiptir. Bu düalist yapı hakikat arayışında belirleyici unsur olarak işlev kazanır: Hakikate ulaşmak akıl aracılığıyla mı, gönül aracılığıyla mı mümkündür? Bu çerçevede çalışma hakikat arayışında Mevlânâ’nın akla ve gönle tanıdığı işlevin mahiyetinin tespitini amaçlamaktadır.
Beden insanın maddi varlığını temsil eder ve rehberi de akıldır. Ruh ise manevi varlığını temsil eder ve rehberi de gönüldür. Mevlânâ’ya göre ruh daima Hakk’a ulaşma arzusu içindedir. Son derece önemli bir yeti olmasını onaylasa da Mevlânâ, hakikat arayışında aklın tek başına yetersizliğini vurgulayarak işlevini sınırlandırır. İlahi hakikate ulaşmak sonsuz bir duyuş ve his olan aşkla mümkündür. Bu aşkın ve ilahi tecellilerin mekanı ise gönüldür. Bu sebeple hakikat arayışında gönül, temel unsurdur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 2 |
İletişim
Telefon Numarası: +90 0318 357 35 92
Faks Numarası: +90 0318 357 35 97
e-mail: sbd@kku.edu.tr
Posta Adresi: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Merkez Yerleşke, 71450, Yahşihan-KIRIKKALE