Objective: Discussions about open or closed reduction methods and wire configurations of internal fixation used in surgical treatment continue in the literature. This study aimed to retrospectively evaluate the clinical results of different wire configurations after closed reduction in the treatment of supracondylar humerus fractures and the complications of internal fixation with Kirschner wires (K-wires) from medial elbow.
Material and Methods: In the study, 115 patients who were surgically treated for supracondylar humerus fracture were analyzed retrospectively. Surgical treatment results were investigated according to the evaluation criteria proposed by Flynn et al., taking into consideration functional and cosmetic factors.
Results: Ulnar neuropraxia occurred only in 3 (3.5%) of the patients who were sent K-wire from the medial, and these completely recovered in the 4th and 5th months after the K-wires were removed with no permanent nerve damage. Although there was a statistically significant difference between the cosmetic results of patients who received only lateral K-wire and those fixed with cross K-wire in favor of the lateral group (p=0.007), there was no statistically significant difference between the functional results (p=0.070).
Conclusion: In the surgical treatment of type III fractures, although the fact that there is no significant difference between the functional results of fixation with lateral only and cross K-wire suggests that both methods can be used, we recommend closed medial sending of wire in patients where sufficient fixation is not achieved after lateral wires are sent in the intraoperative fracture line.
Supracondylar humerus fractures pediatric medial wire iatrogenic nerve injuries
Amaç: Literatürde cerrahi tedavide kullanılan açık ya da kapalı redüksiyon yöntemleri ve internal tespitin tel konfigürasyonlarıyla ilgili tartışmalar devam etmektedir. Bu çalışmada suprakondiler humerus kırıklarının tedavisinde kapalı redüksiyon sonrası farklı tel konfigürasyonlarının klinik sonuçlarının ve dirsek medialinden kapalı olarak Kircher teli (K-teli) ile tespitin komplikasyonlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada suprakondiler humerus kırığı nedeniyle cerrahi olarak tedavi edilen 115 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Cerrahi tedavi sonuçları Flynn ve ark. önerdiği değerlendirme kriterlerine göre fonksiyonel ve kozmetik etkenler ele alınarak değerlendirildi.
Bulgular: Medialden K-teli gönderilen hastaların sadece 3’ünde (%3.5) ulnar sinir nöropraksisi oluşmuştur, K tellerinin çekilmesinin ardından 4. ve 5. aylarda tamamen düzelmiştir ve kalıcı sinir hasarı kalmamıştır. Sadece lateralden K-teli gönderilenler ile çapraz K-teli ile tespit edilen hastaların kozmetik sonuçları arasında lateral grup lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p=0.007) saptanmasına rağmen fonksiyonel sonuçları arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p=0.070).
Sonuç: Tip 3 kırıkların cerrahi tedavisinde sadece lateral ve çapraz tel ile tespitin fonksiyonel sonuçları arasında anlamlı fark olmaması her iki yöntemin kullanılabileceğini göstermekle birlikte intraoperatif kırık hattında lateral tellerin gönderilmesinin ardından yeterli tespitin sağlanamadığı hastalarda kapalı olarak medialden de tel gönderilmesini önermekteyiz.
Humerus suprakondiler kırıkları pediatrik medial telleme iatrojenik sinir hasarı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Özgün Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Bu Dergi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınıdır.