Öz
Amaç: Bu çalışmada perkütan ve cerrahi yöntemlerle trakeostomi açılan 168 hastanın retrospektif sunulması amaçlandı.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmada Ocak 2015-Aralık 2017 tarihleri arasında Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Basamak Yoğun Bakım Ünitesinde trakeostomi açılan hastaların demografik verileri, yatış tanısı, yatış süresi, entübasyon süresi, entübasyondan trakeostomi açılana kadar geçen süre, işlem süresi, trakeostominin erken ve geç komplikasyonları, Acute Physiology and Chronic Health Evaluation II Score (APACHE II skoru) ile prognoz korelasyonu retrospektif olarak incelendi. Veriler, hastane veri sisteminden ve hasta dosyalarından elde edildi.
Bulgular: Çalışmaya 168 hasta dahil edildi. Yüz altmış sekiz hastanın %45.8 (n=76)’i kadın; yaş ortalaması 65.61±18.42 yıl, APACHE II skoru median 29.83±6.92 bulundu. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı alevlenmesi, en sık yoğun bakım yatış nedeniydi (n=44, %26.2). Hastaların 126 (%75)’sına perkütan teknikle trakeostomi açılmıştı. Cerrahi teknikte majör perioperatif kanama (n=2), perkütan teknikte desatürasyon (n=4) ve trakeoözefageal fistül (n=1) görülen komplikasyonlardı. Yirmi yedi hastaya 10 günden daha kısa sürede trakeostomi açılmıştı. Trakeostomi işlemine kadar geçen süre ile yoğun bakımda ve hastanede yatış süreleri arasında korelasyon bulunmaktaydı (p<0.0001). İki grup arasında mortalite oranı açısından istatistiksel anlamlı fark bulunmamaktaydı (p=0.212).
Sonuç: Erken trakeostomi açılması, hastaların yoğun bakımda ve hastanede kalış süresini anlamlı kısaltmaktadır. Perkütan dilatasyonel trakeostomi tekniği ise yoğun bakım hastalarında elektif trakeostomi işleminde cerrahi trakeostomiye alternatif olarak tercih edilebilir.