Bir aktör ve fenomen olarak Türk aydını Osmanlı’nın Batılılaşma sürecinde ortaya çıkmıştır. Osmanlı’daki Batılılaşma çabalarının en önemli amacı da hiç şüphesiz devleti kurtarmaktır. Devleti kurtarmak misyonu Batılılaşma sürecinin bir ürünü olan Türk aydınının en önemli fikrî ve siyasî gündemi olmuştur. Kendine biçtiği bu misyon yüzünden Türk aydını idealist ve fakat fikrî yönden zayıf bir profil çizmiştir. Türk aydını devletin modernleşme ve batılılaşma sürecindeki temel sorunlarına etraflı programlar üretmek yerine daha çok günlük ve kısa vadeli çözüm arayışında olmuştur. Bu misyon ve idealin şekillendirdiği fikrî ve siyasî bir ortamda politik bilinçlenmesini yaşayan Şevket Süreyya Aydemir de fikrî ve siyasî çizgisiyle bu trendin müşahhas bir örneğidir. Ancak Aydemir Cumhuriyet’in ilanından sonra, Türk aydının fikrî ve programatik yönden zayıflığının farkına varan ve buna itiraz edilmesi gerektiğini söyleyen bir aydındır. Bu yazıda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden bu aydın mirası içerisinde Şevket Süreyya Aydemir’in konumu ve bu mirasa ilişkin itirazları ele alınacaktır.
As an actor and phenomenon, the Turkish intellectual emerged in the Westernization process of the Ottoman Empire. The most important aim of the Westernization efforts in the Ottoman Empire is undoubtedly to save the state. The mission of saving the state has been the most important intellectual and political agenda of the Turkish intellectual, who is a product of the Westernization process. Because of this mission that he has set for himself, the Turkish intellectual has drawn an idealistic but intellectually weak profile. Instead of producing comprehensive programs for the basic problems of the state in the process of modernization and westernization, Turkish intellectuals sought more daily and short-term solutions. Şevket Süreyya Aydemir, who has become politically conscious in an intellectual and political environment shaped by this mission and ideal, is a concrete example of this trend with his intellectual and political line. However, Aydemir is an intellectual who became aware of the intellectual and programmatic weakness of the Turkish intellectual after the proclamation of the Republic and said that it should be objected to. In this article, the position of Şevket Süreyya Aydemir in this intellectual legacy that was transferred from the Ottoman Empire to the Republic and his objections to this legacy will be discussed.
Turkish intellectual Westernization Şevket Süreyya Aydemir Journal of Kadro
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 25 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |