Bu çalışma, ilkin Thomas
Hobbes, John Locke ve Jean-Jacques Rousseau’nun toplumsal sözleşme teorilerinin
genel bir değerlendirmesini yaparak bunlardan teşekkül eden siyasetin zorunlu
olarak ekonomizme kayıtlı olduğu tezini işlemektedir. Bu yaklaşıma göre
toplumsal sözleşme teorileri, siyasetin asli mekânından edilişi ve zorunluluğun
idamesi ya da tanzimi olarak düşünülebilecek olan bir toplumsallığın siyasetin
yerini almasının şahikası olduğu gibi bios-zoē ayrımının modern siyaset
felsefesi tarafından ciddi bir tahrifatına da tekabül etmektedir. Bu teorilerin
dayandığı hukuki söylemsel modelin soyut özne kategorisinin, insanlar
arasındaki doğal eşitsizlikleri dikkate almayan kendinden menkul yasalar önünde
eşitlik söylemine yönelik Karl Marx’ın adalet ve eşit hak ilkesi gibi burjuva
nosyonlara yönelik eleştirisi de burada yürütülen tartışmanın bir başka
boyutudur. Ardından, mezkûr teorilerin Michel Foucault’nun biyo-politik iktidar
kavramsallaştırması üzerinden değerlendirilmesi yapılarak sözleşme odaklı
olmayan özgürleşme yönelimli sosyo-politik dönüşümün imkân ve koşullarına dair
mülahazalara yer verilmektedir. Sonuç olarak bu
teorilerin ışığında kendinden menkul ön varsayımlarla sürekli kendi kuyruğunun
peşinde koşan bir toplumsal düzen ihdasına karşı, insanı etik ve pratik
faaliyet açısından bir bütünlük ve insan doğasını da bir eksiklik değil
potansiyeller ve edimler odaklı pozitif bir olgu ve toplum içinde var olan bir
sosyal fenomen olarak kavrayan eleştirel toplumsal düşüncenin ve ondan güç alan
Marx ve Foucault gibi felsefecilerin özgürlüğe dayalı kendilik kaygısı
pratiğini cari kılma çabası da ses vermeye devam etmektedir.
Toplumsal Sözleşme Teorileri Doğa Durumu Bios-Zoe İkiliği Özgürlük İyi Yaşam
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 24 Sayı: 94 |