Türkiye’nin yaklaşık bir asırlık görsel/işitsel medya tarihinde ortaya koyduğu politika, dönemsel olarak değişiklikler göstermiştir. Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda gündeme gelen radyo yayınlarının yapılması, Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi’ne on yıllık bir imtiyazla verilmiş ve böylece imtiyazlı bir şirket eliyle gerçekleştirilmesi politikası benimsenmiştir. Şirket eliyle radyo yayınlarının yapılması politikasından beklentilerin karşılanamaması, devletçilik uygulamalarının öne geçmesi, şirketin sürekli olarak Hükümet yardımına ihtiyaç duyması gibi gelişmelerin de yönlendirmesiyle radyo yayınlarının doğrudan devlet eliyle yapılması politikası benimsenmiştir. Bu politika çerçevesinde yayınlar, altmışlı yılların ortalarına kadar doğrudan devlet eliyle yapılırken TRT’nin kurulmasından sonra devlet tekelini TRT kullanmıştır. 1961 ve 1982 anayasalarının da benimsemiş olduğu görsel/işitsel medya sektöründe devlet tekelinin varlığı, doksanlı yılların başlarına kadar devam etmiş ve bu dönemde dünyadaki teknolojik ve siyasal gelişmelerin etkisiyle devlet tekeli fiilen son bulmuştur. Görsel/işitsel medya politikasının liberalleştirilmesiyle özel/ticari radyo ve televizyon yayınlarına imkân verilmiştir. Bu dönemde sektörün Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlaştırılması için atılan adımlar sektörü çağdaş dünya ile uyumlu hale getirmiştir. Bu alandaki politika değişiklikleriyle siyasal sistemin liberalleşmesine yönelik gelişmeler arasında yakın bir ilişkinin bulunduğu gözlenmektedir
Medya Politikası Görsel/İşitsel Medya Avrupa Birliği ile uyum RTÜK TRT
The audiovisual media policy of Turkey can be classified into different periods. The period following the foundation of the Republic is characterized by radio broadcasts that is run by Telsiz Türk Telefon Anonim Şirketi (Wireless Turkish Telephone Joint-Stock Company). This was a company that had the 10-year prerogative, and the policy of the period was to give broadcast by a privileged media company. However, broadcasts given by the company did not meet the expectations of the regime, statism become a more popular ideology for the state, and the company’s constant ask for government aid led the state to run the radio broadcasts. Until the mid-1960s, the state was the only broadcaster. After the foundation of TRT (Turkish Radio and Television Corporation), TRT became the corporation that used the state monopoly on media. Constitutions of 1961 and 1982 also acknowledged the state monopoly in audiovisual media. The early 1990s witnessed vast technological and political developments; and the state monopoly on media has ended up in practice. The liberalization of audiovisual media led to the rise of private and commercial radio and television broadcasts. This period can be characterized by steps taken for compliance with EU standards, which aimed to bring the sector closer to contemporary world. Developments in media policies and liberalization of the political system bear a significant relation
media policy audiovisual media compliance with EU RTÜK (Radio and Television
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 86 |