“Alevî Açılımı”, Türkiye’nin öteden beri çözüm bekleyen, ama sürekli ertelenen kronik bir sorununu yeniden gündeme getirdi. Gündelik siyasî tartışmalarda her zaman açıkça yer almasa da, varlığını ve etkisini her zaman hissettiren bu sorunun gündeme getirilmesi, bekleneceği üzere sarsıcı bir etki yaptı. Toplumun hemen her kesiminden, Alevîlerden, Sünnîlerden ve diğer inanç gruplarından gelen tepkiler, derin bir yaranın üstünün açıldığını çarpıcı bir biçimde gösteriyordu. Bu yönüyle “Açılım”ın, gelinen aşamada başarılı veya başarısız görünmesinden bağımsız olarak varlığı yeni ve önemliydi. Varlığı bilinen, ama kolektif bir suskunluk perdesiyle örtülüp ötelenen bir sorunun üstünün açılmış olması ve tartışılması, Cumhuriyet tarihinde bir ilki ifade ediyordu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 63 |