Modern bilim, özü itibariyle, insanın, genel düzenin ilâhî yasalar tarafından belirlenen bir evrenin parçası sayıldığı, onun karşısında edilgen bir pozisyonda olduğu düşünülen ortaçağ dünyasının aksine, bilginin merkezinde kendisinin yer aldığı ve evrenin bu bilgi dâhilinde yine kendisi tarafından anlaşılabileceği düşüncesine dayanmaktadır. Bu anlamda modern bilgi, pozitivist yöntemle yani gözlem, deney ve tümevarım yoluyla elde edilmektedir. Bu özellikleri nedeniyle uzun bir süre en güvenilir ve en sağlam bilgi türü olarak kabul görmüştür. Sözü edilen bilgide metafizik içeriğe sâhip olan ve pozitif olmayan olgular konu edinilmemiş, yani esas olarak pozitif olgular muhatap alınmış ve pozitivist yöntem ekseninde bahsedilen olgular gözlem ve deneye tâbi tutulmuş, nihâî aşamada da elde edilen bulgular aklın süzgecinden geçirilmiştir. Bu noktada özellikle René Descartes’ın tümevarıma dayalı mantık sistemi oldukça etkili olmuştur. Dahası modern bilgide, tümevarımın etkisiyle de şekillenen akıl yoluyla evrensel yasalara ulaşmak düşüncesi önemli bir hedef olarak benimsenmiş, ulaşılan söz konusu yasalar tekrar tikel alana yöneltilerek olgular denetlenmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra modern bilim, bu çalışmada incelenen ve tartışılan, insanın değer yargılarını bilim etkinliğine dâhil etmediği varsayımına dayanmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 63 |