Erzurum, which is one of the most important provinces of the Ottoman Empire in the Eastern Anatolia region, has maintained its importance throughout history due to its strategic location, from both commercial and military aspects. This region, which has been hosting many states, is also a convergence point for cultural interactions. İspir is among the most important districts connecting Erzurum to the Black Sea in the north. This region, which was annexed to Ottoman territories in year 1514 and became a sanjak in year 1515, draws attention, thanks to its cultural richness. Armutlu Mahallesi Mosque in İspir, which preserves the architectural tradition of the Black Sea region in its region, draws particular attention among the other structures. Holding an important place among the mosques in the region with its architectural design and wooden decorative compositions, this structure distinguishes itself, particularly with its "bağdadi" dome concept. The "bağdadi" dome, which started to be used by Mimar Sinan in the classical period of the Ottoman Empire, was frequently preferred throughout Anatolia, especially during the period of Westernization when it became the capital. This preference has been so prominent in the Black Sea Region that the region's richness in wood and the presence of skilled woodworkers supported this view. Although structures with wooden ceilings, swallowtail, or masonry domes are observed in Erzurum mosques, it can be seen that the "bağdadi" dome structure has not been widely adopted. However, in this mosque located in İspir, this roofing system has been shaped by the influence of the Black Sea region. in addition to the dome structure, the wooden decorations, the pulpit, the sermon podium, and the gallery in the structure are also important in terms of reflecting the cultural interaction between the two regions.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu’daki en önemli vilayetlerinden birisi olan Erzurum, stratejik konumu ile hem ticari hem askeri açısından tarih boyunca önemini korumuştur. Bir çok devlete ev sahipliği yapan bölge aynı zamanda kültürel etkileşimin birleşim noktalarından birisidir. Erzurum’u kuzeyde Karadeniz’e bağlayan ilçelerin başında İspir gelmektedir. 1514’te Osmanlı topraklarına katılan ve 1515’te sancak yapılan bölge, kültürel zenginlik bakımından da dikkat çekmektedir. Karadeniz’in mimari geleneğini bölgede yaşatan İspir’deki Armutlu Mahallesi Camii de diğer yapılar arasında dikkat çeken bir örnektir. Mimari yapısı ve ahşap süsleme kompozisyonları ile bölgedeki camiler arasında önemli bir yer tutan yapı, özellikle bağdadi kubbe anlayışı ile farklılaşmaktadır. Osmanlı’nın klasik döneminde Mimar Sinan ile kullanılmaya başlanan bağdadi kubbe, özellikle Batılılaşma dönemi içerisinde başkent olmak üzere Anadolu genelinde sıkça tercih edilmiştir. Bu tercih Karadeniz Bölgesi’nde daha çok kullanım alanı bulmuştur ki bölgenin ağaç konusundaki zenginliği ve ahşap ustaların varlığı bu kanıyı destekler mahiyettedir. Erzurum camilerinde ahşap tavan, kırlangıç veya kargir kubbeli eserlerle karşılaşılırken Bağdadi Kubbe’nin çok fazla benimsenmediği görülmektedir. İspir’deki cami de ise bu örtü sistemi Karadeniz etkisinde şekillenmiştir. Kubbe kurgusu dışında, iç mekândaki minber, vaaz kürsüsü ve mahfildeki ahşap bezemeler, iki bölge arasındaki kültürel etkileşimi ortaya koyması açısından önem arz etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat Tarihi, Teori ve Eleştiri (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.