Considering that countries are living beings just like humans, it is observed that they are in a constant relationship with their contemporaries. These relations can be negative or unfavorable, such as war, or they can be built on mutually optimistic policies, that is, in a positive direction. Likewise, two countries, which were in a very intense conflict and war environment in their common past, can be in good relations today. When evaluated in the historical process, it is seen that the relations between the Ottoman Empire and Austria were in the form of mutual struggles until the First World War and turned into an alliance during this period. in particular, the Friendship Agreement signed between Turkey and Austria in 1924 was the main factor that strengthened the bond between the two nations.
in this study, the construction process and architecture of the Vienna Yunus Emre Fountain, which is the symbol of friendship between Austria and Turkey, were evaluated in the discipline of art history. The fountain is important as it is the first fountain built by the Turks for this purpose in Europe. The fountain, which was built in 1991 by both Austrian and Turkish institutions with the initiative of Baki Bilgin, who taught Turkish in Vienna, was designed as a four-facade fountain. in terms of facade design and decoration, it can be observed that a wide variety of fountains built during the Tulip Era of the Ottoman Empire were taken as examples. When this structure is reviewed in terms of the reflection of the cultural memory to our age, it is evaluated that an original, historically deep, and highly valuable work of art has been revealed by following a traditionalist understanding in its design.
Tıpkı bir insan gibi, yaşayan bir varlık olduğu düşünüldüğünde, ülkelerin çağdaşlarıyla sürekli bir ilişki içerisinde oldukları izlenmektedir. Bu ilişkiler savaş gibi negatif ya da olumsuz yönde olabilmekte veya karşılıklı iyimser politikalar üzerine yani olumlu istikamette de kurulabilmektedir. Aynı şekilde ortak geçmişinde çok yoğun bir çatışma ve savaş ortamında bulunan iki ülke, bugün iyi ilişkiler içerisinde olabilmektedir. Tarihsel süreç içerisinde değerlendirildiğinde Osmanlı ile Avusturya arasındaki ilişkilerin i. Dünya Savaşı’na kadar karşılıklı mücadeleler şeklinde seyrettiği, bu dönemle birlikte ise ittifaka dönüştüğü görülmektedir. Özellikle 1924 yılında Türkiye ile Avusturya arasında imzalanan Dostluk Antlaşması iki millet arasındaki bağı kuvvetlendiren ana unsur olmuştur. Bu çalışmada, Avusturya ile Türkiye arasındaki dostluğun nişanesi olan Viyana Yunus Emre Çeşmesi’nin inşa süreci ve mimarisi, sanat tarihi disiplininde değerlendirilmiştir. Çeşme, Türklerin Avrupa’da bu amaç için inşa ettiği ilk çeşme olması bakımından önem taşımaktadır. Viyana’da Türkçe öğretmenliği yapan Baki Bilgin’in girişimleri ile hem Avusturya hem de Türk kurumları tarafından 1991 yılında inşa ettirilen çeşme, form bakımından dört yüzlü meydan çeşmesi tipinde tasarlanmıştır. Cephe tasarımı ve bezeme bakımından Osmanlı’nın Lale Devri’nde inşa edilen çok çeşitli meydan çeşmelerinin örnek alındığı izlenebilmektedir. Çeşmenin tasarımında gelenekselci bir anlayışın takip edilmesi, kültürel belleğin çağımıza yansıması bakımından değerlendirildiğinde özgün, tarihi derinliği olan ve mimari açısından da hayli değerli bir sanat eserinin ortaya çıkarıldığı düşünülmektedir.
Meydan çeşmesi Batılılaşma Yunus Emre Türkiye-Avusturya Viyana
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel ve Doğal Miras |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.