Öz
Kuruluşundan itibaren yeni Türk Devleti’nin ortaya çıkışma kadar beylik, sultanlık ve imparatorluk devrelerini yaşayan Osmanlı Devleti; altı yüz yıldan fazla devam etmiş, sağlam teşkilatçılığı ve merkezî otoritesi sayesinde dünyanın sayılı büyük devletlerinden biri olmuştur (1). Sosyal alanda kurulmuş müesseselere paralel olarak Osmanlı’lar mimarlık alanında da pek çok müessese meydana getirmişler ve kendilerinden önceki Türk Devletlerinden almış oldukları etkileri son haddine kadar geliştirmişlerdir. Osmanlıların ortaya koyduğu sağlam prensiplere dayalı mimari geleneğinde saray ve köşkler konusunda; Anadolu Selçuklularına fazla bağlı kalmadıkları anlaşılmaktadır. Anadolu Selçuklularının daha küçük çapta, yazlık ve kışlık bölümler halindeki gelişmiş programlı olmayan sarayları, Osmanlılar tarafından fazla benimsenmemiştir.
Anahtar Kelimeler
Kaynakça
- V. Bachmann: Kirchen und Moschen in Armenian und Kurdistan, Leipzig 1913.; H.B.F. Lynch: Armenia, Travels Studies, London, 1901. H. Gündoğdu: Türk Mimarisinde Figürlü Taş Plâstik (Basılmamış Doktora tezi) İstanbul, 1979.
Ayrıntılar
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türk-İslam Sanatları Tarihi |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 29 Şubat 2024 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 1986 Sayı: 14 |
- Makale Dosyaları
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.