Klasik Türk edebiyatı, XIII. yüzyılın sonlarında başlayıp XIX. yüzyılın sonlarına kadar kesintisiz olarak devam eden ve kendine has kuralları bulunan bir edebiyattır. Bir geleneğin tezahürü olan bu edebiyat, yüzyıllar içerisinde sayısız edebî ürünün ortaya çıkışına zemin oluşturmuş, neticesinde kültür ve medeniyet tarihimizin birikimleri arasında yerini almıştır. Günümüzde bu kültür mirasımızın manzum ve mensur nice eserleri gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir. Söz konusu eserlerden biri de Sivas Ziya Bey Yazma Eserler Kütüphanesi 6461 numarada kayıtlı şiir mecmuasıdır. Mecmua, XV-XIX. yüzyıllar arasında yaşamış pek çok şairin şiirini ihtiva etmektedir. Bu manzumeler arasında -klasik Türk edebiyatında sınırlı sayıda şair tarafından kaleme alınan dolayısıyla örneğine az rastlanan- bir de bahr-i tavîl yer almaktadır.
Bahr-i tavîl, aruz kalıplarının arka arkaya tekralanmasıyla oluşturulan ve nesir cümleleri niteliğinde yazılan yer yer seciler de yapılan bir tarzdır. Edebiyatımızda nazımla nesir arasında bir köprü görevi gören bu edebî parçaların ilk örneğinin hangi edebiyatta görüldüğü tam olarak bilinmese de Anadolu sahasında ilk bahr-i tavîlin XV. yüzyıl şairi Ahmet Paşa tarafından yazıldığı tespit edilmiştir. Çeşitli divan ve mecmualar tarandıkça da Seyfî, Belâyî, Fedâyî, Gelibolulu Âlî, Arşî, Fehîm-i Kadîm, Beyânî, Muhibbî (Kanunî Sultan Süleymân), Zâhirî, Bezmî, Yahyâ, Şeyh Gâlib, Bayburtlu Zihnî gibi birçok şairin bahr-i tavîl tarzında şiirler kaleme aldığı ortaya çıkmıştır. Bu çalışmayla birlikte şimdiye kadar konu üzerine yapılan çalışmalarda adını göremediğimiz İsmetî mahlaslı bir şairin bahr-i tavîli ilim dünyasına tanıtılacaktır. Çalışmanın giriş bölümünde öncelikle bahr-i tavîl terimi üzerinde durulacak ardından da bu tür üzerine yapılan çalışmalardan söz edilecektir. Birinci bölümde; bahr-i tavîlin yer aldığı şiir mecmuası tavsif edilecek, ikinci bölümde -tezkireler ve biyografik kaynaklar ışığında- İsmetî’nin hayatı ve edebî şahsiyeti hakkında bilgi verilecek; üçüncü bölümde ise söz konusu manzumenin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulacak ve ardından çeviri yazılı metni verilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |