Dîvân
edebiyatı, içerdiği geniş kültürel ve edebî birikimi ile yaklaşık yedi asırdır
varlığını koruyan bir edebiyattır. Asırlar boyu aynı coğrafyada yaşayan,
birbirine yakın kültürel unsurlardan beslenen Arap, Fars ve Türk şâirleri
benzer kavramlara farklı yaklaşımlar sergileyerek bu edebiyatın zenginleşmesini
sağlamıştır. Dîvân şiirinin en önemli nazım şekli “şâirin kudretini, nâzımın
şöhretini artıran” gazeldir. Bu edebiyatın hedefi güzelliği övüp tasvîr
etmektir. Güzelliğin en belirgin olduğu yerlerden biri, gülistânlar/gülzârlar/gülşenlerdir.
Dîvân şâirleri bugün bile birçok kimsenin adlarını dahi duymadığı pek çok çiçek
ve bitkiden söz etmiştir. Şiirlerde kullanılan çiçeklerin bitkisel
özelliklerinin ayrıntıları, şâirlerin bunları bilinçli olarak kullandıklarının
ve bitkileri yakından tanıdıklarının göstergesidir. Dîvân şâirleri farklı olmak
için birbirinden ilginç, daha önce kullanılmamış hayalleri kelimelere dökerler.
Kelimelerin gerçek anlamlarının yanı sıra mecaz ve yan anlamlarını da şiirlere
taşırlar. Bu makalede, “gül”den türeyen bahçe isimlerinin -çoğunlukla soyut
olanlarının- Dîvân şâirinin hayal dünyasındaki karşılıkları anlatılacaktır.
Bunun için 14. yüzyıldan başlanarak 19. yüzyıla kadar çeşitlli şâirlerin
gazellerinden örnek beyitler verilecektir. Böylece gülistân/gülşen/gülzâr
kavramlarının somut ve soyut yönleriyle Dîvân şiirine yansıması ortaya
konulacaktır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mayıs 2017 |
Gönderilme Tarihi | 23 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 2 |