Edebî eserler, hiç şüphesiz yaşadığı
toplumun tarihî ve sosyal çevresiyle yakından ilgilidir ve asırlardan beri
kadim milletlerin toplumsal hafızaları olarak varlıklarını devam
ettirmişlerdir. Edebî eserler içerisinde manzum ve mensur pek çok türe
rastlamak mümkündür. Bu türler içerisinde ise “hikâye”nin yeri azımsanmayacak
kadar önemlidir. Diğer edebî türlerde olduğu gibi hikâyeler de milletin
ruhundan doğmuş, halkın değerlerini konu almış ve barındırdığı zengin kültürel
mirası ile halkın millî özünü en iyi ifade eden türlerden biri olarak var
olmuştur. Bu yönüyle bakıldığında Klâsik hikâyelerimiz içerisinde zikredilmesi
gereken en önemli hikâyelerden birisi de şüphesiz Temîmü’d-Dârî hikâyeleridir.
Arap kayanaklı bir hikâye olan Temîmü’d-Dârî hikâyeleri şahıs, mekân ve olay
örgüsü bakımından Arap kültürüne dair unsurlar barındırmakla birlikte; asırlar
boyunca Türkler arasında okunması, yazılması ve anlatılması sebebiyle içerisinde
Türk dil ve kültürüne ait pek çok unsuru barındırmaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2017 |
Gönderilme Tarihi | 22 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 3 |