Die Biga-halbinsel ist ein hoffnungsvolles
Gebiet für die (Pb—Zn—Cu—Sb—Hg) — Lagerstaetten
der Türkei. In diesem Gebiet sind
ausesrdem (Fe—W—Mo—Mn—U—Au) Vorkommen
und Schwer-metal Mineralien in den Strandsanden
zu treffen, die auch wichtig sind für
die Prospektionsuntersuhungen.
Dass dies Gebiet ein Erzlagerstaettenprovinz
zu sein mag, haengt selbstverstaendlich
mit seinem geologisch-tektonischen und magmatischen
Aufbau ab. Das ist auch die Wahrheit;
denn, man trifft die, in-und auf einander liegenden
magmatischen Gesteine des Paleozoikums,
Mezozoikums und Tertiaers, hier in diesem
Gebiet am heaufigstens auf. Von dieser geologischen
Besonderheit haengt natürlich zusammen,
dass eine Anhaeufung der Lagerstaetten
der verschiedenen Zeiten und Gesteinen In
«fnem engen Raum entstanden und das Gebiet
ein Lagerstaettenprovinz geworden ist.
Für die Feststellung der höffigsten Teile
des Gebietes, beforzugt für die (Pb—Zn—Cu)
— Erze, wurde die statistische Bewertung der
vorhandenen Daten, wie Geologie, Mutungsrechte,
Fundpunkte und ihre lagerstaettliche Eigenschaften,
alte bergmaennische Taetigkeitsreste
u.s w., heran gezogen und zum schluss eine
«Anomalien Karte» des Gebietes angefertigt.
Dem nach, ist das Gebiet mindenstens (15 - 20
million ton) Erz - vorrat höffig. Aber, die Vorkommen
einzeln betrachtet, enthalten nfcht viel
mehr als (50 000 — 500 000 ton) Erz-vorrat. Es
ist deshalb vorteilhaft alle Konzessionsinhaber
in einer bergmaennischen Gesellschaft zu verbinden.
Biga yarımadası, Türkiye'nin (Pb—Zn—Cu—
Sb—Hg) gibi metalik madenler bakımından
önem arzeden bölgelerinden biridir. Ayrıca bölgenin
bazı kesimlerinde (Fe—W—Mo—Mn—U
—Au) gibi maden filizleriyle, sahil kumlarında
ağır ve nadir mineral plaserlerine rastlamak
mümkündür.
Biga yarımadası'nın bir maden provensi olmasının
nedeni, hiç şüphesiz bölgenin jeolojik
yapısı, mağmatizması ve tektonik durumuyla
yakından ilgilidir. Gerçekten, bu bölge, Türkiye'
de hem Paleozoik hem Mezozoik ve hem de
Tersier devirlerine ait mağmatik kayaçların. yan
yana ve iç içe en yoğun mostra verdikleri bir
provenstir. Bunun neticesi olarak, farklı yaş ve
farklı karakterdeki mağmatik kayaçların cevher
ürünleri aynı bölge İçinde birikim yaparak, bölgenin
bir maden provensi olmasını sağlamışlardır.
Bölgenin jeolojik yapısı, maden ruhsatları,
maden zuhurları ve bu zuhurların çeşitli özellikleri
üzerine tesbit edilen rakamsal verilerin
istatistik değerlendirilmeleri sonunda, bölgede,
yalnız (Cu—Pb—Zn) bakımından asgari (15 — 20
milyon ton) luk bir cevher potansiyelinin var
olabileceği tahmin edilmiştir. Ancak bu potansiyel,
maalesef dar bir kesimde birikmiş olmayıp
geniş bir alana serpilmiş durumdadır. Yani,
zuhurların tek başlarına rezervleri genellikle
(50 000 — 500 000 ton) düzeyinde kalmaktadır.
Bu nedenle, bölgenin tek bir havza halinde ele
alınarak değerlendirilmesi düşünülmelidir. Aksi
halde, halihazırdaki durum dâvam edip gider ve
bölge yurt ekonomisindeki gerçek yerini hiçbir
zaman alamaz...
Diğer ID | JA63HR48JM |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 1973 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 1973 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1973 Cilt: 12 Sayı: 6 |