Turkish has a lot of dialects called by different names. In the researches done,
these dialects were set forth to have many common aspects. The technological developments, the
social and political changes in our days made the Turkic communities speaking the dialects of Turkish
closer to each other. During this process of getting closer to each other, the Republic of Turkey has
been following a more active integration policy. The most important aspect of it is constituted by
teaching Turkey Turkish to the Relative Communities. The more the dialects got closer to each other,
the more it was found out that there are also minute differences besides similarities. One of the
subjects seen as a difference is stylistic equivalent one. Though the stylistic equivalent sounds like
homonymy, the homonymy is seen as stylistic equivalence. Because the homonymy is evaluated as a
phenomenon in a language itself. On the other hand, the stylistic equivalence comes into existence
as a result of the changes in the content and style in the language which concerns the historical
process. The styslistic equivalents rendering the communication among the Turkic dialects difficult is
particularly a handicap which needs to be overcome in the teaching of Turkey Turkish to the Relative
Communities. It influences the communication and the transfer studies negatively and the attitiudes
of the students in the process of language teaching. In this study, the problems encountered related
to teaching of the stylistic equivalents in the process of teaching the Turkey Turkish to the Uzbek will
be elaborated.
Türkçenin, dünya üzerinde farklı adlarla anılan birçok lehçesi yaşamaktadır. Yapılan
araştırmalarla bu lehçelerin pekçok ortak yönünün varlığı ortaya konulmuştur. Günümüzde teknolojik
gelişmeler, sosyal ve siyasi değişiklikler Türkçenin lehçelerini konuşan toplumları birbirine
yakınlaştırmıştır. Bu yakınlaşma sürecinde Türkiye Cumhuriyeti daha aktif bir entegrasyon politikası
takip etmektedir. Bunun en önemli ayağını Türkiye Türçesinin akraba topluluklara öğretilmesi
oluşturmaktadır. Türkçenin lehçeleri yakınlaştıkça büyük benzerliklerin yanında küçük farklılıkların da
bulunduğu anlaşılmıştır. Farklılık olarak görülen konulardan biri de biçimsel eş değerlik konusudur.
Biçimsel eş değerlilik, dillerdeki eş sesliliğe benzemekle birlikte eş seslilik (eş adlılık), biçimsel eş
değerlik olarak görülmemektedir. Çünkü eş seslilik bir dilin kendi içindeki bir olgu olarak
değerlendirilmektedir. Biçimsel eş değerlik ise tarihsel süreci ilgilendiren, dildeki biçim ve içerik
değişmelerinin neticesinde oluşmaktadır. Türk lehçeleri arasında iletişimi zorlaştıran biçimsel eş
değerler, özellikle Türkiye Türkçesinin akraba topluluklara öğretiminde aşılması gereken bir engeldir.
Dil öğretimi sürecinde öğrenci tutumlarını, aktarma çalışmalarını ve iletişimi olumsuz etkilemektedir.
Bu çalışmada Türkçenin lehçeleri asındaki biçimsel eş değerler ve özellikle Türkiye Türkçesinin Özbek
Türklerine öğretimi sürecinde biçimsel eş değerlerin öğretimiyle ilgili karşılaşılan problemler üzerinde
durulacaktır
Diğer ID | JA23KE42ZB |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2014 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 7 Sayı: 14 |