Görsel-işitsel medya, günümüzde
kültürü şekillendiren, değiştiren, dönüştüren en önemli araçlardan biridir. Medya
geleneği tüketim kültürü bağlamında ürüne dönüştürerek tekrar sahiplerine
aktarmaktadır. Televizyon, sözlü kültürün diğer geleneklerinde olduğu gibi,
hikâyecilik geleneği için de görsel, işitsel, yazılı bellek işlevini
görmektedir. Geleneksel hikâyecilerin yok olmaya yüz tuttuğu XXI. yüzyılda
televizyon, geleneksel ve modern hikâyelerin izleneceği/dinleneceği meraklı bir
seyirci kitlesi yaratmıştır. Yeni bağlam, geleneğin sahibi, meraklı,
oluşturucu, denetleyici kitlesini; daha geniş ve farklı sosyal tabakalardan
oluşan, pasif, geleneklerden uzak, sunulanı tüketen bir izleyici kitlesine
dönüştürmüştür. Modern dönemin yeni aktörlerinin ortaya çıkmasıyla etkisizleşmeye
başlayan hikâyecilik geleneği, televizyon dizilerindeki farklı karakterlerle
kurgulanan yeni bir dünyada sürdürülmeye çalışılmaktadır. Hikâyecilik geleneği
bir nesneye dönüştürülmüş; geleneğin yaratım, aktarım, tüketim bağlamı
değişmiştir. Televizyon, sözlü kültür geleneklerinden kendi amaçlarına göre
yararlanmaktadır. Bu çalışmada sözlü kültür ortamının geleneksel hikâye anlatıcılarının
teknolojik kültür ortamı araçlarından televizyon dizilerinde karşımıza çıkan
ardıllarına dönüşümü incelenmiştir. İnceleme televizyon dizilerindeki
hikâyecilerle sınırlandırılmıştır. İnceleme sonucunda Türk toplumundaki
geleneksel hikâyeci tipinin televizyonun etkisiyle medyatik bir karaktere
dönüştüğü görülmüştür. Televizyon kendi bağlam ve amaçlarına uygun yeni bir
gelenek ve bu geleneği icra edecek ustalar yaratmıştır.
Audio-visual media is, today, one of the most important instruments that
shape, change and transform the culture. The media transforms tradition into a
product in the context of consumption culture and transfers it back to its
owners. Television, as in other traditions of oral culture, acts as a visual,
auditory and written memory for the tradition of storytelling. Traditional
storytellers began to disappear in the XXI. century. During this period,
television created a curious audience to watch/listen to traditional and modern
stories. With the new context, the owner of the tradition, curious,
constructive, supervisory audience mass has transformed into a broader and
composed of different social strata, passive, far away from the traditions and
a consuming audience. The storytelling tradition, which has begun to become
ineffective with the emergence of new actors of the modern era, is tried to be
continued in a new world constructed with different characters in television
series. The tradition of storytelling has been transformed into an object; the
context of creation, transfer, consumption of tradition has changed. Television
uses the traditions of oral culture according to their own purposes. In this
study, the transformation of traditional storytellers of oral culture into
their successors in television series from technological culture tools is
examined. The study is limited to storytellers in television series. As a
result of the study, it is observed that the traditional storyteller type in
Turkish society is getting turned into a mediatic character with the effect of
television. Television has created a new tradition and its masters in
accordance with its context and objectives.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 12 Sayı: 25 |