It
is seen that every profession has its own specific rules as well as narratives,
jargon, beliefs and practices in Folklore, especially in the context of
professional folklore. In other words, the relationship between the individual
and the profession is not only material but also spiritual. Mining is a
profession where employees experience anxiety and fear intensively due to it is
a profession under the ground. Being under meters of the ground damages the
individual's sense of trust. The underground is not a place of human in the
collective subconscious. It is believed that mine which does not belong to
human, has an “owner”. This means that a human being with a Earth's presence
enters the dominance with full of danger of a supernatural being.
This weird and dangerous space made human has to believe in beliefs and to
practice (rituals), especially taboo and avoidance. The uncanny space in
question has not only caused the emergence of beliefs and practices, but also
created many narratives called “memorate“. In this study, which is based on the
data obtained from the oral tradition compiled from
Zonguldak mine workers, it will be tried to evaluate the memorates related to
mines and workers. It is expected to contribute professional
folklore and folk beliefs studies
Turkey with this study, through Zonguldak mine
workers and their beliefs and memorates.
Folklor,
özellikle de meslek folkloru bağlamında ele alındığında, her mesleğin kendine
özgü kurallarının yanı sıra anlatılarının, jargonunun, inanış ve uygulamalarının
olduğu görülür. Başka bir deyişle, bireyle meslek arasındaki ilişki sadece
maddi değil, aynı zamanda manevidir. Madencilik, yerin altına inilerek yapılan
bir meslek olması bakımından çalışanların kaygı ve korku duygusunu yoğun bir
şekilde yaşadıkları bir meslektir. Yerin metrelerce altında olmak bireyin güven
duygusunu zedelemektedir. Yeraltı dünyası, kolektif bilinçaltında insana ait
bir yer değildir. İnsana ait olmayan madenin de bir sahibi “iyesi” olduğuna
inanılır. Bu da bir yeryüzü varlığı olan insanoğlunun doğaüstü bir varlığın
tehlikelerle dolu egemenlik sahasına girdiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle
yeraltına girmek ve ona ait olanı yer yüzüne çıkarmak yasak ve tehlikelidir.
Tehlike arz eden bu tekinsiz mekân, insanoğlunu inanma ve uygulamalara
(ritüellere), özellikle de tabu ve kaçınmalara zorunlu kılmıştır. Söz konusu
tekinsiz mekân, sadece inanış ve uygulamaların ortaya çıkmasına neden olmamış,
günümüzde “memorat” olarak adlandırılan çok sayıda anlatının da meydana
gelmesine vesile olmuştur. Zonguldak maden işçilerinden derlenen sözlü
gelenekten elde edilen verilere dayanılarak oluşturulan bu çalışmada ise maden
ocakları ve işçileriyle ilgili memoratlar değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Çalışma ile Türkiye’deki meslek folkloru ve halk inanışları konulu çalışmalara,
Zonguldak maden işçilerinin meydana getirdikleri inanışlar ve anlatılar
(memoratlar) üzerinden katkıda bulunulması umulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 12 Sayı: 26 |