Günümüzde müstakil bir disipliner yetkinliğe
ulaşmış bulunan halkbiliminin -zaman zaman ve yanlış bir şekilde- çeşitli
disiplinlere bağımlı ya da onların bir alt çalışma alanı imiş gibi
değerlendirilebildiği görülmektedir. Bunda, halkbiliminin inceleme alanına
giren konuları derlemek, incelemek ve çözümlemek için kullanabileceği kendine
özgü kuram ve yöntemleri oluşturmakta diğer disiplinlere görece hayli geç
kalmasının da etkisi büyük olmalıdır. Bu algının oluşmasında yine,
halkbiliminin inceleme alanına giren konuların uzun yıllar boyunca, farklı
disiplinlerde uzmanlaşmış araştırmacılar tarafından çalışılması da etkili
olmuştur. Bireyin ve toplumun kültürel üretim ve tüketim biçimlerini
çeşitli yönleriyle ve kendine özgü yöntemlerle inceleyen halkbiliminin, insan
ve toplum bilimlerinin diğer disiplinleri ile yakından ilişkili olduğu
tartışmadan uzak bir konudur. Hatta halkbilimini, inceleme alanına giren
konuların incelenip çözümlenmesi süreçlerinde disiplinlerarası
etkileşimlere en açık disiplinlerden biri olarak tanımlamak yanlış
olmayacaktır. Dolayısıyla da müstakil
bir disiplin olarak kendi kuramsal zeminini günden güne güçlendirerek konu
kadrolarını genişleten halkbilimi ile diğer insan ve toplum bilimleri ile
sosyal bilimler disiplinleri arasındaki ilişki ve etkileşimlerin kuramsal bir
çerçevede tartışılması artık bir gereklilikten çok zorunluluk halini almıştır.
Bu dikkatten hareketle çalışmada, halkbilimini disiplinlerarası kılan temel
nitelikler ile halkbilimi çalışmalarında disiplinlerarası yaklaşımlardan nasıl
yararlanılabileceği gibi konular üzerinde durulmuştur. Çalışmada ayrıca,
halkbiliminin müstakil bir disiplin olarak diğer kültür bilimi disiplinlerine
nasıl katkı sağlayabileceği de tartışılmıştır. Böylece, kültür bilimleri
alanında disiplinlerarasılık konusu, halkbilimi çalışmaları örnekleminde
çeşitli yönleriyle değerlendirilmiştir.
There is
little doubt that folklore, which has generally attained a sense of
self-disciplinary competence, can actually be regarded as being dependent on
various disciplines or as a sub-branch of other fields of study. There within
this, the fact that folklore has emerged relatively late in comparison to other
disciplines therefore has a considerable impact upon how it forms its own
unique theories and methods in which it uses compile, examine, and analyze
topics that fall within its broad umbrella. This perception has also been
influenced by the fact that the subjects within the field of folklore have long
been studied by researchers specializing in other disciplines. Folklore examines the cultural production and
absorption of both individuals and societies alike from various angles using
its own unique methodology, and yet is closely related to other disciplines
that fall under the humanities and social sciences. In fact, it would not be
wrong to define folklore as being one of the most open to interdisciplinary
exchange when it comes to analyzing the array of topics that it deals
with. In turn, as an independent
discipline, it has become a necessity to discuss the relationship and
interaction between folklore and other humanities/social sciences disciplines,
which not only strengthen it theoretical base but also continuously feeds and
therefore widens the range of subjects that it looks at. In accordance with
this notion, the article therefore focuses on the basic characteristics that
render folklore as being interdisciplinary branch of study, as well as looks
how interdisciplinary approaches are used in folkloric studies. Moreover, it
also attempts to discuss how folklore as an independent discipline can
contribute to other cultural disciplines. Thus, the issue of
interdisciplinaryism within the context of cultural sciences was analyzed using
examples collected from folklore studies as a point of reference.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 12 Sayı: 28 |