The world's first known long literary text, Epic
of Gilgamesh, is a comprehensive, multidirectional, fertile, key root text that
can be associated with majority of literary texts. The story of epic with a very rich symbolic
system, which is embraced by the oldest civilizations of the world and enriched
by adding new interpretations, contains the first archetypes revealing the
mental and emotional mechanism of human genetics and summarizing the individual
and social psychology of him. The
archetype of the wild man, one of the most important of these archetypes,
settles in epics, fairy tales, legends and theaters for centuries and it is
repeated throughout the Middle Ages and transferred from here to stories,
novels and comes into films with the emergence of cinema. Sabahattin Ali's novel of Kuyucaklı Yusuf, which
is published in 1937 and mostly is associated with the genre of epic, has basic
character Yusuf. Other
than Yusuf's resemblance to the epic hero, the most emphasized feature of him
is that he is considered a noble savage by Berna Moran and some other
researchers. Yusuf, who must be analyze from different
perspectives as the basis of the novel, who should not be imprisoned in the
concept of noble savage created by the understanding of nature of romanticism,
is the reflection of the archetype of wild man, whose first example appeared
with the character of Enkidu in Epic of Gilgamesh, reaching the 20th century. This article, which is used archetypal criticism
and comparative literature method; is aimed to reveal the effect of Gilgamesh
Epic, which is a 7000-year story, that extends until the 20th century, to
analyze Kuyucaklı Yusuf with a new approach. And ın this study are analyzed
attitude towards nature and the environment of the two characters with their
similarities and differences; ıt is claimed that Enkidu is the prototype of
Yusuf in terms of the archetype of the wild man, as well as the archetypes of
the victim, orphan, innocent and children, and that Yusuf is an archetypical
derivative of Enkidu.
Epic of Gilgamesh Kuyucaklı Yusuf Enkidu wild man archetype nature
Dünyanın bilinen ilk uzun edebî metni Gılgamış Destanı, edebî metinlerin büyük
çoğunluğuyla ilişkilendirilebilecek çok yönlü, doğurgan, anahtar bir kök
metindir. Destanın dünyanın en eski medeniyetleri tarafından benimsenip yeni
yorumlar eklenerek zenginleştirilen sembolik düzlemi oldukça zengin olan
hikâyesi, insanlığın genetik olarak sahip olduğu zihinsel ve duygusal
mekanizmayı ortaya koyan, bireysel ve toplumsal psikolojisinin özetini veren
ilk arketipleri barındırır. Bu arketiplerin en önemlilerinden vahşi adam/doğa adamı arketipi yüzyıllar
boyunca destan, masal, efsane ve tiyatrolarda kendine yer bulur ve Ortaçağ
boyunca da tekrar edilip buradan hikâye ve romanlara ve yedinci sanatın
doğuşuyla birlikte de filmlere aktarılır. Sabahattin Ali’nin 1937’de yayımlanan
ve çoğunlukla destan türüyle ilişkilendirilen Kuyucaklı Yusuf romanındaki Yusuf’un destan kahramanına benzerliği
dışında en çok vurgulanan özelliği, Berna Moran başta olmak üzere bazı
araştırmacılarca soylu vahşi olarak
değerlendirilmesidir. Romanın temelini oluşturan kişi olarak farklı bakış
açılarıyla ele alınması, romantizmin doğa anlayışının doğurduğu soylu vahşi kavramı içine hapsedilmemesi
gereken Yusuf, ilk örneği Gılgamış
Destanı’ndaki Enkidu karakteriyle beliren vahşi adam arketipinin kolektif bilinçdışı yoluyla 20. yüzyıla
ulaşan bir yansımasıdır. 7000 yıllık hikâyesi olan Gılgamış Destanı’nın 20.
yüzyıla kadar uzayan etkisini ortaya koymanın, Kuyucaklı Yusuf’u yeni bir yaklaşımla analiz etmenin hedeflendiği
ve değerlendirmelerin arketipsel inceleme metoduyla karşılaştırmalı olarak
yapıldığı bu makalede iki karakterin doğa ve çevre ile ilişkileri benzerlik ve
farklılıklarıyla ele alınmakta; Enkidu’nun doğa
adamı/vahşi adam arketipi başta olmak üzere kurban, yetim, masum ve çocuk arketipleri bakımından Yusuf’un protitipi/ilk örneği ve
Yusuf’un Enkidu’nun arketipsel bir türevi olduğu iddia edilmektedir.
Gılgamış Destanı Kuyucaklı Yusuf Enkidu vahşi adam arketipi doğa
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 13 Sayı: 29 |