Çağın koşullarına göre oluşan ve zaman içinde değişerek
devam eden edebî tür; metinleri tanımlama, sınıflama ve yorumlama işlevine
sahiptir. Belli bir yöntem, kural ve tekniğe göre hareket ederek kurumsallaşma
niteliği gösterir. Yazar ile okur arasında bir şekilde sözleşme görevini
üstlenir. Bu noktada gerek yazara gerekse okura kolaylık sağladığı gibi anlamı
sınırlama ve kısıtlamayı da beraberinde getirir. Buna karşılık son dönemde postmodernizmle
birlikte türlerin biçim ve anlam özellikleri büyük bir değişikliğe uğrar ve metinler
birçok türe uygun yazılarak kopukluk, süreksizlik, çoğulculuk örneği sergiler. Postmodernizmle
ilişkili bir kavram olan “kopuk yapıt” da türlerin egemenliğini kırması, sınırları
aşması ve edebî kalıpları yıkması sonucu ortaya çıkıp bir metinde çeşitli
türlerin yer almasına ve kronolojik akışın parçalanmasına dayanır. Bu bağlamda
Cahit Zarifoğlu’nun (1940-1987) günlük olarak nitelenen ancak anı, deneme,
öykü, mektup, gezi yazısı, roman,
düz-yazı şiir gibi türleri de içine alan Yaşamak (1980) adlı eserini “kopuk yapıt” kavramıyla tanımlamak
mümkündür. Çalışmanın giriş kısmında edebî metinle tür arasındaki ilişkiye değinen
kuramcıların görüşleri ele alınacak ve “kopuk yapıt” kavramı hakkında bilgi
verilecektir. Ardından Yaşamak adlı
eserin türüyle ilgili eleştirmenlerin ortaya koyduğu yorumlar üzerinde
durulacak, eserdeki
türler belirlenerek bunların ne şekilde yer aldığı incelenecektir. Son olarak
da Yaşamak’ın “kopuk yapıt” olarak
tanımlanmasını gerektiren unsurlar değerlendirilecektir.
Literary genre,
which is formed according to the conditions of the age and continues to change
over time, has the function of defining, classifying and interpreting texts. It
shows the quality of institutionalization by acting according to a certain method,
rule and technique. It assumes the duty of a contract between the writer and
the reader. At this point, it provides convenience to both the author and the
reader, but also brings with the limitation and restriction of the meaning. On
the other hand, with the postmodernism recently, the form and meaning
characteristics of the genres have undergone a great change and the texts are
written in accordance with many types and show an example of disconnection,
discontinuity and pluralism. “Disconnected work”, which is a concept related to
postmodernism, is based on the existence of various types in a text and
fragmentation of chronological flow as a result of the breaking of the
sovereignty of the species, overcoming the borders and breaking the literary
patterns. In this context, it is possible to define Cahit Zarifoğlu's
(1940-1987) work named ‘Yaşamak’ (1980), which is described on a daily basis,
but also includes memoirs, essays, stories, letters, travel writings, novels,
and prose poems, with the concept of ‘disconnected work’. In the introduction
part of the study, the opinions of the theorists who talk about the
relationship between literary text and genre will be discussed and information
will be given about the concept of "disconnected work". Then, the comments
put forward by critics about the genre of the book called "Yaşamak"
will be mentioned, and the types in the work will examined through determining
the way how they are included the book. Finally, the elements that require the
definition of ‘Yaşamak’ as ‘disconnected work’ will be evaluated.
Postmodernism literary genre disconnected work diary Cahit Zarifoğlu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 13 Sayı: 30 |