Ölüm, herkesin er ya da geç yaşayacağı, insan hayatının bir gerçeğidir. Evrensel bir kavram olarak ölüm gerçeği ve korkusu birçok edebî eserde gözlemlenebilmektedir. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Hikâyesi ve Everyman, ölümün kültürel bir temsil olarak yer aldığı edebî eserler arasındadır. Deli Dumrul Hikâyesi, Dede Korkut Kitabı'ndaki hikâyelerden biridir ve Azrail'e meydan okuyan Deli Dumrul'un maceralarını konu almaktadır. Everyman, baş karakter olan Everyman'ın ölüm yolculuğunun ve hesaplaşma sürecinin anlatıldığı alegorik bir İngiliz ahlak oyunudur. Her iki metin de Orta Çağ’a aittir ve her iki metinde de ölüm kavramı sadece edebî bir tema olarak değil, hayatın bir gerçeği olarak da ele alınmıştır. Deli Dumrul Hikâyesi’nde Deli Dumrul, Azrail'e meydan okuması sonucunda Allah tarafından ölüm kararıyla cezalandırılır. Everyman'de ise günahkâr bir karakter olan Everyman'ın ölüm öncesi süreci, Hıristiyan dini temelinde manevi bir yolculuk olarak tasvir edilir. Her iki metin de ölüm kavramını farklı bir kültürel bağlamda ele almakta, dolayısıyla her birinde ölüm temsilleri kendi kültürel özelliklerine göre işlenmektedir. Her iki metinde de ölüm kişileştirilmekte ve bir karakter olarak, yani Azrail ve Ölüm adlı karakterler ile yer almaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, bu metinlerde ölümün bir karakter olarak nasıl tasvir edildiğini metinlerin yaratıldığı kültürel ortamlar ışığında tartışmaktır. Bu amaçla, ölümün diğer karakterlerle ilişkili olarak temsil ediliş biçimi, metinlerin sosyokültürel ve dinî arka planı açısından karşılaştırmalı bir şekilde incelenmeye ve analiz edilmeye çalışılmıştır. Argümanlar, bahsi geçen edebî metinlere yapılan ilgili atıflarla tartışılmıştır. Çalışmada ölüm temsilleri üç açıdan incelenmiştir: Tanrı'nın gazabı olarak ölüm, tehdit edici ve rahatsız edici bir karakter olarak ölüm, kahramanların uyanış/rasyonalizasyon sürecinde tetikleyici bir unsur olarak ölüm. Böylece bahsi geçen metinlerdeki ölüm temsilleri, Tanrı'nın ve kahramanların tutum ve eylemleriyle bağlantılı olarak tartışılmaktadır. Bu çalışma, aynı zamanda kültürel örüntülerin her bir metne nasıl yansıdığını ölümün temsilleri temelinde incelemektedir. Her iki metinde de bir karakter biçimindeki ölüm, kahramanların olgunlaşma sürecinin tetikleyicisi işlevindedir. Ölümün bir karakter olarak baş karakterlerin olgunlaşma sürecinde tetikleyici olmasının iki metinde de ortak olması, ölüm gerçeğiyle yüzleşmenin didaktik bir etkisi/işlevi olduğunu ve edebî metinlerdeki ölüm temsillerinin eğitici bir yönünün olabileceğini doğrulamaktadır.
Death is a reality of human life that everybody will experience sooner or later. As a universal concept, the reality and fear of death can be observed in many literary works. The Story of Deli Dumrul Son of Duha Kodja and Everyman are among the literary works in which death is included as a cultural representation. The Story of Deli Dumrul is one of the stories from the Book of Dede Korkut and tells the adventures of Deli Dumrul, who challenges Azrael. Everyman is an allegorical English morality play, in which the protagonist Everyman’s journey of death and reckoning process are told. Both of the texts belong to medieval times, and the concept of death is not handled as just a literary theme but also a fact of life in each. In the Story of Deli Dumrul, as a result of his challenge to Azrael, Deli Dumrul is punished by God via the decision of his death. In Everyman, the sinful character Everyman’s process of pre-death is depicted as a spiritual journey on the basis of the Christian religion. Each text deals with the concept of death in a different cultural context. Hence, they each represent death in accordance with their cultural features. In each text, death is personified and included as a character, namely Azrael and Death. The primary objective of this study is to discuss the way death is portrayed as a character in the light of the cultural milieu in these texts. For this objective, the way death is represented in relation to other characters is tried to be examined and analyzed in a comparative way with regard to the texts’ sociocultural and religious background. The arguments are discussed with relevant references to the literary texts mentioned. In the study, representations of death are investigated in terms of three aspects: death as God’s wrath; death as a threatening and disturbing character; death as a trigger in the protagonists’ awakening/rationalization process. Thus, representations of death in the mentioned texts are discussed in relation to God’s and the protagonists’ attitudes and actions. This study also investigates how cultural patterns are reflected in each text on the basis of representations of death. Death, in the form of a character in both of the texts, functions as a trigger by which the protagonists go through a maturation process. The fact that death’s being a trigger in the maturation process of the protagonists is common in both texts confirms that facing the reality of death has a didactic effect/function and that the representations of death in literary texts could have an educational aspect.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar, Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 39 |