In her book titled Death in Quotation Marks (2010), Svetlana Boym traces the death enclosed in parentheses between writing and life and follows the footsteps of the writer who metaphorically commits suicide within the text. Mourning holds a significant place in the works of Halit Ziya Uşaklıgil, who had to navigate life with a pervasive sense of loss at many points and pioneered the development of the literature of his era through the novels and stories he wrote. In his early work Bir Ölünün Defteri (1892), the protagonist Vecdi finds himself torn between giving up on life and quitting writing. As he writes about his losses, he immerses himself in his inner world and encounters the loneliness he tries to escape. He struggles with the dilemmas of living within the quotation marks around the words "life" and "death," deciding between writing and ending his life, and dealing with the mourning in a letter left by his father. In the process, he attempts to annihilate his own identity through the writing in his own diary. This article examines the relationship between writing, which is a factor that brings the mourning of the lost to life in the text, the metaphorical death of the writer, and the literary suicide created by the protagonist through writing.
Halit Ziya Uşaklıgil writing mourning literary suicide metaphorical death
Svetlana Boym Tırnak İçinde Ölüm (2010) isimli kitabında yazı ile yaşam arasında paranteze alınan ölümün ve yazının içinde, mecazi intiharını gerçekleştiren yazarın izini sürer. Hayatının birçok noktasında kayıp duygusuyla yaşamak zorunda kalan, yazdığı roman ve hikâyelerle dönemi edebiyatının gelişmesine öncülük etmiş Halit Ziya Uşaklıgil’in eserlerinde yas önemli bir yer tutar. İlk dönem eserlerinden Bir Ölünün Defteri’nde (1892) romanın başkahramanı Vecdi, yaşamaktan vazgeçmek ile yazmayı bırakmak arasında kalır; kaybettiklerinin ardından yazdıkça iç dünyasına gömülür ve kaçmaya çalıştığı kimsesizliğiyle karşılaşır. O, “yaşam” ve “ölüm” sözcüklerinin yanına konan tırnak işaretlerinin etrafında yaşamak, yazmaya ya da yaşamaya son vermek sorunsallarıyla ve babasından kalan mektuptaki yasıyla mücadele ederken bizzat kendi yazdığı defterin içindeki yazıyla benliğini yok etmeye çalışır. Bu makalede, kaybedilenin yasını metinde var eden bir unsur olan yazının, yazarın mecazi ölümüyle, kahramanının yazı aracılığıyla yarattığı edebi intihar arasındaki ilişki incelenmiştir.
Katkılarından dolayı Prof.Dr. Seval Şahin'e teşekkür ederiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 16 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 17 Sayı: 45 |