Türkler tarihsel süreç içerisinde, yaşadıkları coğrafyaya, yaşam biçimlerine ve siyasal görüşlerine uygun düşen dinleri kabul etmişlerdir. Eski Türk topluluklarının inanç sistemlerini Gök Tanrı, tabiat ve atalar kültü anlayışı şekillendirir. Pragmatik anlayış ile yaklaşacak olursak; Tengriyanizm olarak da adlandırılan, Gök Tanrı inancı, atlı göçebe hayatı süren Türk kavimlerinin gelenek ve görenekleriyle örtüşerek yaşayış tarzları ile şekillenmiştir. Etnologlara göre Gök Tanrı, bozkır kültüründe din sisteminin merkezine yerleşmiş en önemli inanç sistemlerinden biridir. Türkler Gök Tanrının Türk hakanlarına kut verdiğini ve Türk ırkını koruyarak yücelttiğine inanmışlardır. Türklerde millet kavramının oluşmasında inanç sisteminin önemli bir yeri vardır.
Çok tanrılı inanç sistemlerinin bir parçası olarak kabul gören Gök Tanrı inancı, çoğunlukla yer tanrısı, su tanrısı, ateş tanrısı gibi diğer doğa tanrılarıyla birlikte ilişkilendirilir. Gök Tanrıyı inançlarının odak noktasına yerleştiren insan bu sayede doğayı anlamaya ve kontrol etmeye çalışmıştır. Pek çok inanç sisteminde dini ritüel ve törenlerin temelini oluşturmuştur. Ancak Türkler hiçbir zaman Tanrıyı insan biçiminde tasvir etmemişler, resim veya heykel olarak yapmamışlardır.
Gök Tanrı inancının mekâna yansıması ise, coğrafya, kültür ve tarihe göre çeşitlilik gösterir. Türk inanç sisteminde önemli bir yeri olan Gök Tanrı inancına göre Gök Tanrı, göğün tam merkezinde yer almaktaydı. Türk kozmogoni mitleri incelendiğinde, Türk tarihinin tüm dönemlerinde, kutsala daha yaklaşabilmek için tasarlanmış olan bir kozmik eksene rastlanmıştır. Bu eksen, Türklerin dini anlayışları ve evren tasarımlarındaki değişimlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Çadır, hükümdar köşkü ya da otağı, mezar yapısı, hükümdar şehri, kozmik ağaç, kozmik dağ, sütun veya ok gibi çeşitli semboller ile ifade edilmiştir.
Bu makale, Türk inanç sisteminde Gök Tanrı inancının ve Türk Mimarisinde kubbe gelişiminde kozmolojik evren anlayışını içermektedir. Metodolojik olarak Türk inanç sisteminde Gök Tanrı inancı, Türk mimarisi üzerinde yansımaları üzerine yapılan akademik çalışmalar incelenmiş, ardından kozmolojik evren anlayışının Türk toplumunun mimari tercihleri üzerindeki etkisi üzerine odaklanılmıştır. Bu çerçevede Türklerde Gök Tanrı inancı ve mimariye yansıması üzerine İslamiyet öncesi dönemden itibaren evrime analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, Türk mimarisinde kubbe kullanımının kozmolojik evren anlayışıyla doğrudan ilişkili olduğu, kubbe formlarının çoğunlukla Gök Tanrı’nın evrensel gücünü sembolize ettiği gözlemlenmiştir.
Throughout the historical process, Turks have accepted religions that are in line with their geography, way of life, and political views. The belief systems of ancient Turkic communities were shaped by the understanding of Sky God, nature, and ancestor cult. Taking a pragmatic approach, the belief in Sky God, also known as Tengriism, was shaped by the lifestyle of the Turkic tribes who led a nomadic life with their traditions and customs. According to ethnologists, Sky God has been one of the most important belief systems at the center of the religious system in the steppe culture. Turks believed that Sky God bestowed blessings upon Turkic rulers and elevated and protected the Turkic race. The concept of nation formation among Turks has an important place in their belief system.
The belief in Sky God, which is considered as part of polytheistic belief systems, is often associated with other nature gods such as earth god, water god, and fire god. Placing Sky God at the center of their beliefs, people have tried to understand and control nature. It has formed the basis of religious rituals and ceremonies in many belief systems. However, Turks have never depicted God in human form, nor have they made images or statues of him.
The manifestation of the belief in Sky God in space varies according to geography, culture, and history. According to the belief in Sky God in Turkish belief system, Sky God was located at the exact center of the sky. When Turkic cosmogonic myths are examined, a cosmic axis designed to approach the sacred is encountered in all periods of Turkish history. This axis varies depending on changes in Turkic religious beliefs and universe designs. It has been expressed with various symbols such as tent, ruler's palace or tent, tomb structure, ruler's city, cosmic tree, cosmic mountain, pillar, or arrow.
This article covers the belief in the Sky God in Turkish belief systems and its reflection in Turkish architecture, focusing on the influence of cosmological understanding on architectural preferences. Methodologically, academic studies on the reflection of the belief in the Sky God in Turkish architecture have been examined, followed by a focus on the impact of cosmological understanding on the architectural preferences of Turkish society. In this context, the evolution of the belief in the Sky God and its reflection in architecture have been analyzed from pre-Islamic times onwards. Based on the findings, it is observed that the use of domes in Turkish architecture is directly related to the cosmological understanding, with dome forms mostly symbolizing the universal power of the Sky God.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Bozkır Kültürü, Türk Kültür Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 13 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 17 Sayı: 47 |