Sosyalist fikirler ya da genel anlamıyla sosyalizm, XX. yüzyılın başlarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) kurulması ve sonrasında Soğuk Savaş döneminde oynadığı rol sayesinde yakın tarihimizin popüler ideolojilerinden biri olmuş ve dünya genelinde geniş bir coğrafyada temsil edilmiştir. Doğu Asya, Avrupa ve Amerika Kıtası’nda çoğu ülke siyasal rejimlerinin kurgulanmasında sosyalizmi/komünizmi referans kabul etmiş fakat 1990’ların başında SSCB’nin dağılmasının ardından hem uluslararası düzende hem de çoğu sosyalist ülkede siyasal, ekonomik ve sosyal anlamda ciddi değişim ve dönüşümler gerçekleşmiştir. Öncesinde kapitalizm ve liberalizmin karşısında konumlanan bu sosyalist ülkelerin çoğunda, özellikle ekonomi anlayışları bakımından kapitalizme kayış süreci yaşanmıştır. Fakat siyasal sistemleri bakımından sosyalist/komünist düşünce, norm ve uygulamaların yaşanan değişime rağmen geçerliliğini koruduğu görülmüştür. Sosyalist düşüncenin siyasal sistemini şekillendirdiği Çin ve Küba, bu süreklilik ve değişim bağlamında çalışmanın odaklandığı iki ülkedir. Çalışma, Çin ve Küba’nın sosyalist sisteme geçiş sürecini ve sosyalist devrim ertesinde kurulan siyasal yapılarını ve sosyalizmin düşüşüyle iki ülkede yaşanan değişimleri karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Bu ülkelerin oluşturduğu sosyalist siyasal sistem modellerini tarihsel arka planları ve değişim süreçleriyle birlikte ele alan çalışmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Çalışmada iki ülkenin de siyasal örgütlenme yapısının sosyalist sistemin öngördüğü yapı ve uygulamalardan uzaklaşmadığı, bununla birlikte ekonomi anlayışlarının giderek kapitalist mekanizma ve uygulamaları da içine alacak şekilde dönüştüğü iddia edilmektedir. Çalışmanın sonucunda Çin ve Küba’nın siyasal sistemlerinde geleneksel pratiklerinin çoğunu koruduğu fakat ekonomilerinin uluslararası kapitalist sisteme uyumlu hale gelme yolunda olduğu savlanmaktadır.
Thanks to the establishment of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) at the beginning of the 20th century and its importance in the Cold War period, socialist ideals and socialism have become one of our recent history's most popular philosophies. Therefore, socialism has expanded its influence throughout the world. During this period, several countries in East Asia, Europe, and South America have adopted socialism/communism in the building process of their political regimes. However, after the dissolution of the USSR in the early 1990s, several changes and developments took place both in the international order and in most socialist countries in political, economic, and social terms. In most of these socialist countries, which were formerly opposed to capitalism and liberalism, there has been a transition to capitalism, especially with regard to their understanding of the economy. Despite the changes, socialist/communist ideas, values, and practices maintained their legitimacy in their political regimes. China and Cuba are the two countries that the study focuses on in the context of this continuity and change. The study comparatively examines the transition process of the China and Cuba to the socialist system; the political structures established after the socialist revolution; the changes in the two countries after the decline of socialism. The study based on the qualitative research methods. The central thesis of this study is that the political structure of both countries has not moved away from the order envisaged by the socialist system and that their understanding of the economy has gradually transformed to include capitalist mechanisms and practices. Finally, the main argument of this study is that China and Cuba have preserved most of the conventional structure of their political system, while their economies are on the way to adapting to the international capitalist economy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi, Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 2 |