Öz
Toplum ıslâhı her zaman güncelliğini koruyan bir konu olmuştur. Bundan dolayı da tarihin her döneminde yaşanan kötü durumu düzeltmek için ıslâh ve değişim çağrısı yapan, değişik isimlerle ortaya çıkan ve toplum ıslâhına çözüm sunmaya çalışan, çeşitli akım ve ideolojiler hep var olmuştur. Fakat bu hareketler –bazı yönlerden muvafık olmuşlarsa da- kapsamlı bir ıslâh gerçekleştirememişlerdir. Ancak tarih, en kapsamlı ve en mükemmel ıslâh faaliyetinin Hz. Muhammed’in gerçekleştirdiği ıslâh hareketi olduğunu kayıt altına almıştır. Hz. Peygamber risaletle görevlendirildiği zaman her açıdan yozlaşmış bir çevreyle karşılaşmış dolayısıyla hedefine kolay bir şekilde ulaşamamıştır. Aksine büyük zorluklarla, engellerle, uzun süren inatla, zulümle ve kuşatmalarla karşılaşmıştır. Fakat bütün bu zorluklara rağmen kısa bir sürede büyük değişimler gerçekleştirmiştir. O İddia edildiği gibi bu değişimi kılıç ve mucizelerle değil, kâinatta var olan ilahî yasalara uygun ve fetânetle hareket ederek gerçekleştirmiştir. Çünkü Hz. Peygamber sosyolojik anlamda belli bir toplumsal projeyle zuhur etmiş ve o proje çerçevesinde değişimini planlayarak uygulamıştır. Akla hitap etmesi, İlmi faaliyetlere önem vermesi, getirdiği ilkeleri hayatında uygulayarak model olması, davetinde şiddet ve zorlamaya başvurmaması bu metodun önemli özelliklerinden bazılarıdır. İşte bu çalışma her türlü cehalet ve batıl inancın yaygın olarak yaşandığı bir toplumu ıslâh ederken Hz. Peygamber’in takip ettiği yöntemi ve kullandığı üslubu incelemeyi amaçlamaktadır.