Yargı, kelime olarak kavrama, karşılaştırma, değerlendirme gibi yollara başvurularak, kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm gibi anlamlara gelir. Felsefi bir kavram olarak yargı, herhangi bir önermenin doğru veya yanlışlığını belirleyen entelektüel bir faaliyetin ürünü olarak iyi, sağlam ve doğru kararlarda bulunma kabiliyeti olarak kabul edilir. İlk Çağ Antik Yunan’da zaman ve mekân üstü, oluşa tabi olmaksızın mutlak hakikat veya doğruluk konusuyla ilgili olarak yargı konusu sofistler, septikler, Sokrates/Platon ve Aristoteles arasında şiddetli tartışmalara neden olmuştur. Yargıların dayanağı Orta Çağ’da “dogmalar” ile belirlenirken, Modern dönemin kurucusu kabul edilen Descartes’te yargı, gözlemlenebilen verilerden yola çıkarak söz konusu veriler arasında bağıntılar kuran bir düşünme faaliyetine tekabül eder. Modern dönemin yargı anlayışında tezahür eden önemli husus, yargıların, her daim bir kip/hal içinde verildiğini hesaba katmak gerektiğidir Yargı kavramı Kant tarafından yeniden ele alınır ve farklı bir form kazandırılır. Kant sonrasında da tartışma konusu olmaya devam eden yargı kavramı, postmodern dönemde herhangi kesin bir yargıya varamama ya da kesin yargılardan kaçınmayı gerektiren, idea, köken ve temsillerden arındırılmış, her bir olaya uygun bir hüküm şeklindeki çoğulcu bir tarzda ele alındığı görülür. Bu çalışmamızda felsefi bir kavram olarak yargı kavramına düşünce tarihi içerisindeki yolculuğunda yüklenilmiş anlamlar ve konuyla ilgili tartışmaları ele alacağız. Giriş kısmında yargı kavramını, yargı kavramına dair Aristoteles’in yaklaşımını ve Orta Çağ’ın dinsel yargı anlayışlarına yer vereceğiz. Modern dönemde Kant’ın yargıya dair yaklaşımı ile postmodernlerin yargı anlayışları asıl konumuzu oluşturacaktır.
Emeğinize teşekkür rderim
Judgment, as a word, means a critical evaluation of a person, situation or object, judgment, by resorting to ways such as comprehension, comparison, evaluation. As a philosophical concept, judgment is accepted as the ability to make good, sound and correct decisions as the product of an intellectual activity that determines the true or falsehood of any proposition. In Ancient Ancient Greece, the subject of judgment regarding the subject of absolute truth or truth without being subject to time and space caused fierce debates among sophists, skeptics, Socrates/Plato and Aristotle. While the basis of judgments was determined by "dogmas" in the Middle Ages, in Descartes, who is accepted as the founder of the modern period, judgment corresponds to a thinking activity that establishes relations between the data in question based on observable data. The important issue that manifests in the understanding of judgment in the modern period is that it is necessary to take into account that judgments are always given in a mode/state. The concept of judgment is reconsidered by Kant and given a different form. The concept of judgment, which continued to be the subject of discussion after Kant, is seen to be handled in a pluralistic manner, in the form of a judgment free from ideas, origins and representations, and suitable for each event, which requires the inability to reach any definite judgment or avoid definite judgments in the postmodern period. In this study, we will discuss the meanings attributed to the concept of judgment as a philosophical concept in its journey in the history of thought and the discussions on the subject. In the introduction, we will include the concept of judgment, Aristotle's approach to the concept of judgment and the religious judgments of the Middle Ages. In the modern era, Kant's approach to judgment and postmoderns' understanding of judgment will constitute our main subject.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 2 |
Marifetname Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.