States, before embarking on an intelligence activity, benefit from the instruments introduced by the
concept of strategic intelligence in order to guide them. Strategic intelligence tries to evaluate the concept
of intelligence in a broad framework rather than from a narrow perspective. Strategic intelligence is the
result of a planned activity and is produced after in-depth analysis. Long-term planning is one of the
dominant features of strategic intelligence. In this study, the activities of Saudi Arabia and Iran in the
Western Balkans are evaluated within the framework of the long-term approach of strategic intelligence.
These two countries have determined the religious factor as the primary condition for penetrating the
Western Balkans. Both Saudi Arabia and Iran mainly use the ideological motive element in order to carry out their political activities in the countries of the region. Saudi Arabia adopts Salafism and
Iran tries to be active in the region through Shiism. Through the foundations and associations they
have established in the region, they want to increase their influence on the Muslim community in the
Western Balkans. Saudi Arabia and Iran, by making use of their soft power elements, adopt to draw
attention to the public as an intelligence method. Iran wants to spread the Shiite ideology thanks to
the clergy it sent to the region. In this study, it has been revealed that Iran aims to establish a political
weight in the region, especially by using soft power and hard power elements (within the scope of
intelligence activities). The power struggle between Saudi Arabia and Iran over the region is discussed
from different aspects.
Devletler, istihbarî bir faaliyete girişmeden önce, kendilerine yol göstermesi açısından stratejik
istihbarat kavramının ortaya koymuş olduğu enstrümanlardan faydalanırlar. Stratejik istihbarat,
istihbarat kavramını dar bir perspektiften ele almaktan ziyade, geniş bir çerçevede değerlendirmeye
çalışır. Stratejik istihbarat, planlı bir faaliyetin sonucu olup, derinlemesine analiz yapıldıktan sonra
ortaya konur. Uzun dönemleri kapsayan planlamalar, stratejik istihbaratın başat özelliklerinden biridir.
Bu çalışmada, Suudi Arabistan’ın ve İran’ın Batı Balkanlar’daki faaliyetleri, stratejik istihbaratın uzun
vadeli yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu iki ülke, Batı Balkanlar’a nüfuz edebilmenin
öncelikli koşulunu din faktörü olarak belirlemiştir. Hem Suudi Arabistan hem de İran, bölge ülkelerinde
politik faaliyetlerini yürütebilmek için ideolojik motif unsurunu ağırlıklı olarak kullanmaktadır.
Suudi Arabistan, Selefiliği benimseyerek İran ise Şiilik üzerinden bölgede faal olmaya çalışmaktadır.
Bölgede kurdukları vakıflar ve dernekler aracılığıyla Batı Balkanlar’daki Müslüman topluluk üzerinde
ağırlıklarını artırmak istemektedirler. Suudi Arabistan ve İran, yumuşak güç unsurlarından istifade
ederek, halk nezdinde dikkat çekmeyi, istihbarî bir yöntem olarak benimsemektedirler. İran, bölgeye
gönderdiği din adamları sayesinde Şii ideolojiyi yaymak istemektedir. Bu çalışmada, özellikle İran’ın
yumuşak güç ve sert güç unsurlarını (istihbarat faaliyetleri kapsamında) kullanmasıyla, bölgede politik
bir ağırlık tesis etmeyi amaç edindiği ortaya konmuştur. Suudi Arabistan’ın ve İran’ın bölge üzerindeki
güç mücadelesi, farklı yönleriyle ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |